Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz"
İçeriği Görüntüle

Saadet Partisi Tokat İl Başkanı Bilal Metehan Aydın, son günlerde yaşanan olaylarla ilgili olarak partisinin görüşlerini bir basın toplantısıyla açıkladı. Başkan Aydın, Taksim olayları, gezi parkındaki ağaçların kesilmesine karşı olan insanlar en tabii insan haklarını kullanıyorlar görüntüsüyle başlatıldığına dikkat çekerek, “İktidarın yeterli tecrübeden yoksun olmasından mı yoksa seçimlerden önce her zaman ki gibi ihtiyaç duyduğutamı fırsat bildiğinden midir terör çıkarma yanlısı olanların ekmeğine yağ sürdü” dedi.

İktidarın basiretsizliği şimdi polise yüklenmeye çalışılıyor

Olayların götürülmek istendiği yeri iktidar görebilseydi yangına körükle gitmezdi diyen Başkan Aydın, “İktidarın basiretsizliği şimdi polise yüklenmeye çalışılıyor. Polis emir ve komuta zinciri altında görev yapar. Kendisine emredileni uygular. Aşırı güç kullanılıyorsa bu gücü böyle kullandıran iktidardır. Nitekim Polise geri çekil emri verilince geri çekildi. Daha önce aynı emir verilseydi yine aynı şeyi yapardı. Kanunların kendilerine verdiği görevleri yaparken hayatlarını tehlikeye atarak hizmet edenleri iktidar yanlış kullandıysa olayların birinci derecede sorumlusu iktidardır. Emniyet ve asayiş güçleri değildir.

Olayların büyümesinde ana muhalefet partisinin de ağır sorumluluğu vardır. İktidarın aleyhinde oluydiye her fırsatı kullanarak anarşik olaylar olurken dahi o olayları çıkaranlar kınanmaz aksine destek olunursa, milletin ahlaki ve manevi değerlerine karşı çıkanlar kınanacağına partililer olay çıkaranlarla birlikte protestolara katılırsa bu tavır sadece olayları büyütmekle kalmaz, halkı iktidarı desteklemeye yönlendirir. Toplumun hassas olduğu konularda ideolojik yaklaşımıyla halkı AKP’ye yönlendirmede en etkili destek Ana Muhalefet partisinden geliyor” dedi.

Başkan Aydın, İktidar ve muhalefet partilerinin dikkat etmesi gereken hususları da şöyle sıraladı;

“Bu sebep ile olayların biran evvel yatışması halkımızın istenilen huzur ve sükunetlitama dönebilmesi için iktidar ve muhalefetiyle şu önemli konulara dikkat etmemiz gerekmektedir:

1- Türkiye Bir inatlaşmanın kurbanı edilmemelidir. İnatlaşma, kamplaşma kimseye fayda sağlamaz. Çevremizin yangın yerine döndüğü, Suriye’deki ateşin kapımıza dayandığı birtamda ihtiyacımız olan şey, kamplaşmak, kutuplaşmak değil birbirimizi anlamaya çalışmak olmalıdır.

2- Anarşiden adalet doğmaz. Haksızlıklarla mücadele vurarak, kırarak silahla yapılmaz.

3- İktidarın; “güç bende istediğimi yaparım” demesi ne kadar yanlışsa, Marjinal gruplarıntalığı savaş alanına dönüştürmesi de o kadar yanlıştır.

4- Ülkede Sükuneti ve huzuru sağlamak en başta iktidarın görevidir. Hükümet bu toplumsal tepkiyi dikkate almalıdır. Sayın Başbakan toplumu daha da gerecek açıklamalardan kaçınmalıdır.

5- Hükümetin son 10 yıldataya koyduğu, ekonomik ve sosyal politikalar toplumu germiş, özellikle de üretimi değil tüketimi esas alan Pazar ekonomisi milletimizi bankaların esiri haline getirmiştir. Hayat pahalılığı, gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi konular, toplumu sosyal bir uçuruma sürüklemiş ve patlamalara hazır hale getirmiştir.

6- Aynı şekilde dış politikada alınan yanlış icraatlar da Türkiye’yi küresel güçlerin ve karanlık odakların hedefi yapmıştır. Unutulmamalıdır ki ülkemizin üzerine çöken bu puslu hava en fazla düşmanlarımızı mutlu etmiş ve onların elini güçlendirmiştir.

7- Bu toplumsal olayda samimi ve duyarlı vatandaşlarımızın haklı tepkileri vardır. Ancak bu haklı tepkiyi mecrasından saptırmak ve ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen bazı illegal ve marjinal grupların varlığı da bir gerçektir. Bu marjinal grupların provakasyonlarına karşı başta göstericiler olmak üzere herkes dikkatli olmalıdır.

8- İktidar gibi Ana muhalefet Partisi de yangına körükle gitmemeli, bu olaylar üzerinden siyasi rant devşirme hesabından vazgeçmelidir.

9- Türkiye’de kardeş kavgası çıkarmaya yönelik bu tür oyunlar daha önce de sahnelenmiş ve acı tecrübeler yaşanmıştır. Herkes bu acı tecrübelerden ders çıkarmalı ve sorunlarını yakarak, yıkarak, ötekileştirerek değil, konuşarak çözmeyi öğrenmelidir.

10- Çıkaracağımız derslerden biri de, dost ve müttefik görünen ülkelere güvenilemeyeceği gerçeğidir. Nitekim gezi parkı olayları ile birlikte dost ve müttefik sandığımız ülkelerin aslında fırsat kolladığı anlaşılmıştır.

11- Nitekim gezi parkı olaylarını batılı medyaganlarının “Türk baharı” olarak değerlendirmesi bile yeterince endişe vericidir. Sözde Arap Baharı’nın geldiği ülkelerden henüz yazı görebilen tek bir ülke olmadığı hatırlandığında bunun anlamı daha iyi anlaşılacaktır.

12- Bu noktada herkesi sağduyuya ve aklı selime davet ediyoruz.

13- Biz aynı bahçenin çiçekleri, aynı milletin evlatlarıyız. Renklerimiz, kokularımız, hassasiyetlerimiz, düşüncelerimiz farklı olabilir. Farklılıklarımızı ayrılık nedeni değil, zenginlik unsuru olarak görmeliyiz.

14- Bizler Hoşgörü, merhamet ve adaletiyle ün yapmış bir medeniyete sahibiz. Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Yunus Emre’nin Mevlana’nın varisleriyiz. Bu asil geçmişe yakışır bir sağduyuyla hareket etmeliyiz.

15- Milli Görüşçüler bundan önce olduğu gibi bundan sonra da şiddeti esas alan hiç bir muhalefetin içinde olmayacaktır. Bizim yolumuz Hakkı Tebliğ yoludur. Bunu da her imkânla yapmaya gayret ediyoruz. Cenab-ı Allah milletimizi korusun. Bu mübarek günlerin hatırına birlik ve dirliğimizi arttırsın.

Kamalak’a yapılan çirkin saldırıyı kınıyoruz

Bu meselenin dışında, dün Ankara Adliyesi önünde başörtülü olduğu için mahkeme salonuna alınmayan avukat eşi Zübeyde Kamalak’a destek vermek üzere gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak’a yönelik çirkin saldırıyı da şiddetle kınıyoruz.

Bu güne kadar kurduğumuz 5 partinin 4’ü kapatıldı. Liderimiz yasaklandı, hapse atıldı. Yıllarca iftira ve haksızlıklara maruz kaldık. Ancak ne sokaklara indik, ne de tek bir taş attık. Milli Görüşçüler hiçbir zaman şiddeti esas alan hiçbir muhalefetin içinde olmamıştır. Bizim yolumuz Hakkı Tebliğ yoludur, bunu da her imkanda yapmaya gayret Milli Görüş’ün 40 yıllık geçmişini hatırlayanlar iyi bilir ki, biz ancak ve ancak Filistinli mazlumlar, Arakanlı masumlar, zulme maruz kalmış bütün insanlar için meydanlara indik. Alanlara indiğimizde de hiçbir zaman vakarımızı bozmadık. Bir zulmü lanetlerken başka bir zulme de sebebiyet vermedik.

Suskunluğumuz korkaklığımızdan değil, asaletimizdendir. Ancak kimse de bizim sabrımızı ölçmeye kalkmasın. Bizim hayrımızı ve hakkımızı koruyacak kadar azametimiz de vardır. Bunu herkes böyle bilsin. Milli Görüşcüler bu tür provokatörlere fırsat tanımama adına bundan önce olduğu gibi bundan sonra da vakarlı duruşunu ve haklı mücadelesini sürdürecektir” diye konuştu.