Sen dostuna dikkat et!

Çünkü insanı yıkan, arkadan vuran, canını acıtan hiçbir zaman düşmanı değildir.

Ben bugüne kadar tek bir düşmanımdan ne namertlik gördüm, ne kalleşlik, ne de kumpas.

Düşman zaten düşmandır; mesafesi vardır, kimliği bellidir, yönü açıktır.

Ama ne gördüysem, ne duydumsam, ne yaşadıysam,

Hep dost bildiklerimden geldi.

Ve artık çok iyi biliyorum;

Çürüme dışarıdan değil; içeriden başlar.

Yalan, iftira, kumpas, nankörlük;Hepsi dost maskesi takanların üretimidir.

Balkan Derneği Heyetinden Rektör Yılmaz’a Ziyaret
Balkan Derneği Heyetinden Rektör Yılmaz’a Ziyaret
İçeriği Görüntüle

Çürüme, İftiraya Kapı Açan Dostlardan Başlıyor.

Yüzüne bal çalanlar, arkandan zehir saçanlar,

Yanında susanlar, arkanda çukur kazanlar,

Övgü yağdıranlar, sonra o övgünün bıçağını sırtına saplayanlar,

Bugün toplumda yaşanan erozyonun kaynağı budur;

Kibir budalalarının, karakter fukaralarının, vefasızların, kıskançlık çukurlarında debelenenlerin dost kisvesi altında dolaşması.

Düşman dediklerin bile açık oynuyor.

Ama dost maskeli şu çürümüş tipler, yüzlerine masumiyet döküyor; arkana ise iftirayı, kumpası, yalını boca ediyor.

Ve ne acıdır ki;

En ağır ihaneti hep en çok güvendiğin yerden alırsın.

İftirayı Dosttan Yemek, Zehrin En Saf Hâlidir.

Bugün iftira üretenler, kumpas kuranlar, algı yapanlar belli bir sınıfa ait değil;

Onlar, dostluğun gölgesine saklanmış karanlık ruhlardır.

Karanlığın en tehlikelisi, gölgede olanıdır.

Sözüm ona “dost” olup, arkanda senaryolar kuran,

Sana gülüp, başkasına koşup yalan taşıyan,

Bir elini sıkarken diğer eliyle kuyunu kazan,

Bunların yüzü tanıdıktır;

Yüreği karanlıktır.

Voltaire boşuna dememiş:

“Tanrım beni dostlarımdan koru; düşmanlarımla kendim baş ederim.”

Bugün daha net anlıyorum bu sözü.

Arkanda Konuşup Yüzüne Susanlara Not; Sizin Adınız Dost Değil, Çürümedir.

O dil var ya;

Yüzüne başka, arkanda başka çalışan o bozuk dil;

Bal akıtan, ama arkada zehir püskürten o ikiyüzlü tavır;

Kumpasın, iftiranın, çamurun, yalanın ham maddesi işte bu çürümüş adamlardır.

Adam olan, arkasından konuşmaz.

Adam olan, yüzüne söyleyemediğini kimseye fısıldamaz.

Adam olan, dostuna ihanet etmez.

Ama adam olmayan

Yapamaz bunları çünkü karakteri yoktur.

Cesareti yoktur.

Omurgası yoktur.

Asıl Körlük Bizdeymiş.

“Yapmaz” dediğim yaptı.

“İncitmez” dediğim incitti.

“Söylemez” dediğim söyledi.

Demek ki ben de körmüşüm.

Ama artık değil!

Herkesi kendimiz gibi sandığımız için yanıldık.

Dosta ihanet olmaz diye düşündüğümüz için aldandık.

Çünkü biz insanlığı kendimizden ölçtük,

Onlar ise dostluğu çıkar terazisinde tarttı.

Dost Maskesi Takanlar Utansın;

Bugün birine “dostum” demeye bile çekinir hâle geldikse,

Bu utanç bizim değil;

Dostluk maskesine bürünüp çürümüşlüğünü saklayanların utancıdır.

İftiradan medet uman,

Kumpasla yol almaya çalışan,

Yalanla nefes alan o karakter yoksunları,

Bilsinler ki:

Maskeleri düştü.

Yüzleri göründü.

Adları unutulur ama ihanetleri asla unutulmaz.

“Dost görünen çürüklerden sakının; düşmanınız bile onlardan daha merttir.”