Bir şehri tanımaya sokağından, tarihinden, yeşilinden, parklarından, insanından ve en çok da çocuğundan başlarsınız.

Mahalle aralarında kahkahalarla koşturan çocuklar, size o şehrin ne kadar canlı, ne kadar gerçek olduğunu gösterir.

Ne yazık ki son zamanlarda bu görüntülerin yerini betonlaşma aldı.

Nefes alacak alanlarımız her geçen gün biraz daha azalıyor…

Yine de yaşadığım şehri seviyorum.

Çocukluğumun cenneti Gümenek Parkı’ndan bahsetmek istiyorum. Gümenek Parkı, çocukluğumun en güzel anılarında yer eden, adeta dünya cenneti gibi bir yerdi. Tokat’ımızın doğa harikası olan bu park, o yıllarda huzurun adresiydi. Çam, kestane ve ulu kavak ağaçlarının gölgesinde yürümek insana tarifsiz bir dinginlik ve ferahlık verirdi. Çam kokusu, tertemiz havayla birleşince insanın içi açılırdı.

Hafta sonları Gümenek’te buluşmak bir gelenekti. Herkes dört gözle o günü beklerdi. Parkın köşelerindeki kuyu sularının başında, tulumbalardan su doldurmak için oluşan sıralar hala hafızamda. O suyun serinliği unutulur gibi değildi.

Gümenek öylesine kalabalık olurdu ki, iğne atsanız yere düşmezdi. Ama kimse bu kalabalıktan rahatsız olmazdı. Çünkü bu kalabalığın içinde samimiyet, paylaşım ve sıcaklık vardı. İnsanlar birbirine selam verir, yemeklerini paylaşır; çocuklar bir arada oynar, büyükler mangal başında sohbet ederdi. Kaynaşma, sosyalleşme, yardımlaşma… Her şey iç içeydi.

Gümenek yalnızca bir piknik alanı değildi; bir kültürdü. Aileler geç saatlere kadar çamların altında oturur, sohbet eder, yaz akşamlarının tadını çıkarırdı. Ne taşkınlık olurdu ne de gürültü… Her şey doğaya ve insana saygı çerçevesinde gerçekleşirdi.

Bugün geriye dönüp baktığımda, Gümenek sadece bir yer değil, bir dönemin ruhunu, insan ilişkilerindeki sıcaklığı ve doğayla kurulan özel bağı temsil ediyordu. Ama artık içim sızlıyor…

Şimdi adı “Gümenek Millet Bahçesi”. Ne yazık ki ne o eski çamlar var, ne de o eski huzur… TOKİ’ye devredilen park, adeta beton bir alana dönüşmüş. Yetişmiş ağaçlar kesilmiş, yemyeşil alanlar çorak hale gelmiş. Madem park yapıyorsunuz, neden ağaçları projeye dahil etmiyorsunuz? Bu kadar hoyrat bir doğa anlayışı ne akla ne de vicdana sığar.

Gümenek Parkı, Tokat’ın hafızasıydı. Şimdi bu hafıza silinmeye, yerine beton yığınları yerleştirilmeye çalışılıyor. Oysa Tokat denince akla gelen ilk yerlerden biridir Gümenek… Çocukluğumuzun piknikleri, kuyu sularıyla serinlenen o anılar… Hepsi orada saklıydı.

Tokat’ta piknik alanı yetersiz kalınca, geçtiğimiz günlerde Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun talimatıyla, 27 dönümlük alanda çevre düzenlemesi ve yenileme çalışmaları tamamlandı. Ortaya modern ve fonksiyonel yapısıyla yeni Gümenek Mesire Alanı çıktı. Tokat halkının doğayla buluşabileceği, nefes alabileceği önemli bir alan yeniden hayatımıza girdi.

Başkanıma ve emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.

Ancak bugün, Gümenek Millet Bahçesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TOKİ uhdesinde bulunuyor ve bu hali içler acısı…

İşte tam da bu noktada beklentimizi dile getirmek istiyorum:

Gümenek, belediyemize devredilsin. O eski günlerine geri dönsün.

Çünkü Gümenek sadece bir mesire alanı değil, Tokat’ın hafızasıdır. Değerini betonla, süslemeyle değil; doğal yapısıyla, samimiyetiyle ve geçmişe duyulan saygıyla koruyabiliriz.

Başkanımızdan ve milletvekillerimizden beklentimiz; bu sesi duymaları ve bu hatıraya sahip çıkmalarıdır.

Çünkü Gümenek sadece bir yer değil…

Bir duygudur, geçmişin hatırasıdır.

Ve biz o hatırayı yaşatmak istiyoruz.

Sevgi ve saygılarımla.