Can, adaletin toplum için bir milli güvenlik meselesi olduğunu belirterek, mevcut sistemde acilen düzeltilmesi gereken noktalara dikkat çekti.

Adalet duygusunun toplumsal huzur için taşıdığı hayati önemi vurgulayan Can, adaletsizlik algısının toplumda yarattığı tahribatın geri dönülemez boyutlara ulaşabildiğini ifade etti. Özellikle ekonomik suçlar ve yargılamalardaki aksaklıkların toplumda ciddi sorunlara yol açtığını kaydetti. Önemli konulara değinen Avukat Mehmet Can, “Kadim medeniyetimizin önemli unsurlarından biri şüphesiz hukuk sistemimiz ve adalet olmuştur. Adalet bizim için milli güvenlik meselesidir. Toplumun inşasında yapı taşı olarak gördüğümüz adalet, yerinden oynatılmaması gereken bir taştır. Bu taşın yerinden oynaması halinde duvar üstümüze yıkılacaktır.” dedi.

“ADALET, HİÇBİR EKONOMİK MALİYET OLMADAN YÜREKLERE HUZUR TEMİN EDEN BİR YOLDUR”

Adaletin toplum için yapı taşı niteliğinde olduğunu belirten Av. Mehmet Can, “Vatanı bizlere emanet eden asil ve kahraman ecdadın evlatlarıyız. Bu gün emaneti omuzlarında taşıyan nesiller olarak, önemli ödev ve sorumluluklarımız bulunmaktadır. Milletimizin sulh ve selametini ilelebet kaim kılmak ve dünyanın gıpta ile takip ettiği bir hukuk sistemi oluşturmak insanlık adına bizlerin asli görevidir. Kadim medeniyetimizin önemli unsurlarından biri şüphesiz hukuk sistemimiz ve adalet olmuştur. Adalet bizim için milli güvenlik meselesidir. Toplumun inşasında yapı taşı olarak gördüğümüz adalet, yerinden oynatılmaması gereken bir taştır. Bu taşın yerinden oynaması halinde duvar üstümüze yıkılacaktır.” ifadelerini kullandı.
“BİLİMSEL GELİŞMELER, YARADILANIN KEŞFİ İLE GERÇEKLEŞİR”
Gazetemize verdiği özel röportajda fen bilimlerinin, evrenin ve canlılığın sırlarını çözdükçe ilerlediğini belirten Can, “Fizik, kimya, biyoloji vb. fen bilimleri kainatta mevcut maddelerin ve canlıların yaradılış sırlarının çözülebildiği kadar ilerleyebilmektedir. Bu sırların çözülmesiyle birlikte eşrefi mahlukat olan insanın yaşamı daha da kolaylaşmaktadır. Dolayısıyla kainatta her şey insan için ve insana yakışan şekilde yaratılmıştır. Bizlere düşen ise bu minvalde çalışıp iyiyi ve doğruyu elde etmeye yönelik adımlar atmaktır.” Dedi.

“KANUNLAR VE KAİDELER DE YARADILMIŞ İNSANLAR İÇİNDİR”

Avukat Mehmet Can sözlerine şu şekilde devam etti “Sosyal bilimlerden biri olan hukuk disiplininin çalışma alanı insan ve toplum düzenidir. Hukuk insanın yaradılıştan var olan onlarca duygu ve düşüncelerini bilimsel veriler ışığında irdeleyip, suç tiplerinin temelini tespit ve teşhis eder. Yine düzenin sağlanması açısından hukuk, toplumda meydana gelen ve gelebilecek olan sorunlara fıtrata uygun çözümler üretip adaleti sağlamaya yardımcı olur. Adaleti sağlamaya daha uygun yani fıtrata daha uygun hukuki kaidelerin yürürlükte olması, hukukun meşruiyetini sağlamaktadır. Hukukun meşruiyetinin sağlandığı yerde ise devletin meşruiyeti doğal olarak sağlanmış olacaktır. İnsanı özne olarak kabul eden devlet anlayışı, bizim kadim devlet geleneğimizin usulü ve esasıdır. İnsanı yaşatan dolayısıyla devleti yaşatan hukuki kaidelere önem vermek esas vazifelerimizdendir.”

“EN NİHAYETİNDE, TÜM DÜNYADA ADI HUZUR OLAN DUYGUSAL SÜKÛNET ANCAK ADALET DUYGUSUNUN TATMİNİ İLE TECELLİ EDECEKTİR”

“İnsanlarımızın hasretle anlatmaya doyamadığı sohbetlerin, üretim iştahının üst seviyede olduğu durumların, vatan millet sevgisinin yüreklerden taştığı zamanların, milletimizin kendini adaletin korumasında hissettiği anlar olduğu hepimizin malumudur. Adaletsizlik hissi ise, hiç kimsenin bir başkasının mevkiini, makamını ve ekonomik artılarını hazmedemediği; doğru yapılanın eleştirildiği, hiçbir artının, varlığın ve gelişmenin huzura neden olmadığı zamanlar ise adaletsizlik algısının başladığı veya yoğun olduğu zamanlardır. Adalet duygusu çöplüğü cennet, adaletsizlik ise cenneti cehennem eder. İnsan psikolojisinde çok farklı öngörülemez yansımalar ile ortaya çıkarak, huzur ve sükûnu bozan duyguların başında adaletsizlik algısı gelir.

Bu değerlendirmeler ışığında çok geniş bir alanı kapsayan ve insanların tüm yaşamını düzenleyen hukuk sisteminin, günümüzde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulan ve önem arz eden sadece iki hususuna dikkatlerinizi çekmek isterim. Milletimiz, adalet duygusunun tatmin edilmesine dair devletimize vekalet sunmuştur. Bu durum devlet ile millet arasındaki doğal akittir. Bu akdin bir gereği olarak, hukuk sistemine sorun intikal ettiği zaman özellikle de ceza hukukunda, adalet mekanizması olayın resmini çok doğru bir şekilde çizmeli ve sanığa mağduru unutturacak nitelikte çözüm oluşturmalıdır. Bu husus çok önemli bir ara işlemdir.
Sanık eylemini icra ettiği zaman öyle bir adalet tepkisi ile karşılaşmalı ki, bu tepkinin mağdurdan kaynaklı değil hukuk sisteminin doğal işleyişinin tezahürü olduğunu net bir şekilde algılayabilmelidir.
Bu anlamda;
- Kasten öldürme eyleminin taksir gibi değerlendirilmesi,
- Gerçek failler yerine 3-5 bin TL ye bilinçsizce banka bilgilerini 10-20 gün boyunca verene 5-10-50-100-200 yıl ceza verilmesi sureti ile genç dünyaların yıkılması,

- 1000 TL, 10.000 TL, 20.000.000 TL, 30.000.000 TL veya yüz milyonlarca lira parayı suçla elde edip uhdesine geçiren kişinin bu eylemi güçlü deliller ile ortaya konulmuş iken MASAK / bilirkişi raporları ile eylem sabit hale gelmiş iken ve hatta Mahkeme kararı ile sanık eylemlerden 10 yıl, 20, yıl 30 yıl ,50 yıl gibi bir ceza almış iken, yine de mağdura suçtan elde edilen ve adli mercilerce el konulan ama mağdura iade edilmeyen varlıkların iadesinin 10 yıl sürmesi, bu 10-15 yılda da suçtan elde edilen varlıkları sanık ve yakınlarının kullanmasına hala müsaade edilmesi,

- Yine eylemi çok güçlü deliller ile sabit iken 20-30-40-50- yıl ve daha fazla ceza alma ihtimali kuvvetle muhtemel iken sanık veya sanıkların salıverilmesi ve cezası kesinleşince de sanık veya sanıkların kaçması ve bulunamaması da ayrı bir adaletsizliktir.
Hukuk sisteminin uzun süren yargılamaları da adalet anlayışını zedelemektedir. Şöyle ki; örneğin, sanığın insan bedenine vermiş olduğu zarar neticesinde etkili bir adalet tepkisi karşılaşmaması halinde diğer insanların gözünde sanık korkulan kişi haline gelmektedir.. Sanığın bu durumu doğru dürüst insanların huzur ve sükununu bozmaktadır. Yine aynı şekilde “temiz” vatandaşlarımızın hayatları da bir nevi kısıtlanmış olmaktadır.

Suç işleyen kişi, hakkı olan yürek dolduran tecziye ve tedbir ile karşılaştığında kendini eleştiriye başlamakta, etkisiz tedbir ile karşılaştığında ise daha fazla suç işleme düçar olmaktadır. Bu anlamda adeta ringteki boksör gibi darbe yiyen mağdur adına adaletin eş zamanlı etkili karşılığı sanığa da faydalı sonuç ortaya çıkarmakta sanığı da mağduru da sükunete sevketmektedir.
Yine meydana gelen suçların toplumsal bir tezahürü olması açısından örnek verecek olursak; Sanık, mağdurun malını hırsızladı ve bu eylemi ile elde ettiği varlıklardan faydalanmaya devam ediyor ise, dürüst ve çalışarak geçim temin eden kişiler, ilk başta en yakınları tarafından başarısız ve beceriksiz kişiler olarak eleştirilmeye başlanmaktadır. Yani anılan eylemler sadece suç mağdurunu değil, olayı duyan bilen tüm kişileri tesir altına almaktadır.

Örneğin suç olan eylemlerinden 850.000.000 TL elde eden bir sanığın (maalesef örnekleri mevcuttur) elde ettiği bu bedeli; asgari ücret ile çalışan hiç harcamadan 2.613 yılda, mühendis veya benzer iş alanlarındaki meslek çalışanları 300 ila 500 yılda elde edebilecektir.

Bu suçtan çıkar elde eden sanık, 5-10-15 yıl dava devam ederken bu varlığı kullanmaya devam ederse (maalesef bu durum örnekleri mevcuttur) bu halde normal insanlar kendi aile büyüklerini veya çalışanlarını eleştirmeye başlamakta ve lüks şekilde yaşayan suç zengininin görüntüsüne ulaşamamış aile çalışanları başarısız ve beceriksiz kişiler olarak ağır ve haksız eleştirilere maruz kalmaktadır.

Aytekin Ayan: “Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”
Aytekin Ayan: “Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”
İçeriği Görüntüle

“HER İNSAN BİR DÜNYADIR”

“Suçtan varlık elde edenlerin dava sürecinde tutuksuz kalması ve suç ile elde ettikleri varlıkları kullanmasına müsaade edilmesi toplumda tarifsiz sorunlara neden olmaktadır. Yine bu durum doğruluk ve çalışmaktan şaşmayanların saflıkla suçlandığı süreçlere neden olmaktadır.”

“ADALET KONUSUNDAKİ ÇOK ÖNEMLİ VE HUZUR SUNAN TEDBİRLERİN MALİYETİ SIFIR LİRADIR”

“Mağdur “ne yapacağı mı şaşırdım!” diyor ise, adalet mekanizmasında aksaklıklar sinyalini vermeye başlamış demektir. Bu anlamda uygulama hataları, olayın doğru algılanmaması ve etkili tedbir alınmaması daha ağır sonuçlara gebedir. Bu açıdan hukuki hataların tazmin mekanizmalarının, sigorta sistemi dahil güvenceler ile kaim hale getirilmesi gerekirken, sorumlularla ilgili etkili işlemler yapılması da önemli bir husustur. Ayrıca ekonomik suçların önlenmesi noktasında çalışmaların derinlemesine yapılması gerekmektedir. Bu minvalde telefon hatları ile banka hesaplarının bu kadar denetimsiz oluşturulmasının önüne geçilmesi de önemli tedbirlerden olacaktır.
Suç işleme niyetinde olanların dikkati, müeyyidenin nitelik ve niceliğindedir. özellikle ekonomik suçlar üst düzey refah sağlayacak paraya ulaşmak için icra edilir, cezaevinde kalmak için değil.
Ayrıca yine, mağdurun mağduriyetinin artmaması ve gerçek faillerin tespiti açısından TCK 155 , 158 kapsamındaki eylemlere CMK 100 kapsamında tutuklama tedbirinin ve CMK 123, 127, 128, 131. Maddelerine işlerlik kazandıracak ve tereddütleri ortadan kaldıracak mağdura pozitif yaklaşım oluşturan uygulamalar günümüzde gelinen aşama da elzemdir. Bu anlamda tedbirlerin artırılması yönündeki eleştiri yapanların, kapkaçta TCK 142-2-b bendi eklenmesiyle kapkaç cezasının 5 yıl ile 10 yıl arası ceza ile tecziye edilmesine yönelik kanun çıktığı anda ülke sathında eylemlerin durduğu ve sonlandığını görmeleri iktiza eder.
TCK 142-2-b bendinin eklenmesi ile ; binlerce kapkaç sanığı suç işlemekten vazgeçerek kendilerini, suç işlemeyerek mağdurları, ayrıca yine suç işlemeyerek cezaevlerini kurtarmışlardır.
Dolandırıcılık, emniyeti suistimal eylemleri son zamanlarda katlanarak artmış ve çok vahim boyuta ulaşmıştır. Günümüzde ağır ceza mahkemelerinin tüm ülkedeki iş yükünün yarısına yakını, son yıllarda dolandırıcılık ve emniyeti suistimal ve ekonomik suçlar ile ilgili davalardan oluşmaktadır.
-Bu sürece yukardaki gibi bir tedbir alınmaması halinde birkaç yılda, mevcut ceza evlerinin iki katı cezaevi yapılsa hükümlüleri koyacak yer kalmayacaktır.
-Bu kapkaç ile ilgili kanuni düzenlemenin sonucunda suçun ülke sathında ortadan kalkması önemli bir gerçeklik olup iddiamızın da sonucunun göstergesidir. güzel vatanımızın ve vatandaşlarımızın daha huzurlu yaşaması, pozitif enerjisinin güven ortamında çok daha güçlü çalışma iradesine dönüşmesi, haksızlığa maruz kaldığı anda yönünü adli mercilere dönmesi, sorun yaşarsa çareler aramak zorunda kalan aciz hale girmemesi için zorunlu olduğunu hukuki tecrübelerim ile değerlendirdiğim hukuk sistemimizin çok küçük bir kısmında yapılacak çalışmanın ne kadar büyük bir etkisi olduğunu vurgulamak adına elzem gördüğüm hususları sizler ile paylaşmaktan onur duydum."