Tokat'ta, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları kapsamında Cumhuriyet Meydanı'nda tören düzenlendi.
Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları kapsamında Tokat’ta program düzenlendi. Kutlamalar Cumartesi Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başladı. Tokat Valiliği ve Tokat Belediyesi Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’na çelen koydu. Çelenk sunumunun ardından saygı duruşu ve istiklal marşı okundu. Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde dün (Pazar) program 11.00’da başladı. Düzenlenen programa Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu, Ak Parti Milletvekili Cüneyt Aldemir, CHP Milletvekili Kadim Durmaz, Siyasi Partilerin temsilcileri, Kurum müdürleri, STK temsilcileri, Tokat protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu ve Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu, askeri aracın üzerinde gezerek halkımızın bayramını kutladı. Daha sonra meydana gelen Hatipoğlu ve Eroğlu Tokat protokolün de bayramını kutladı. Kutlamaların ardından saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasının akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı okundu.
VALİ HATİPOĞLU KONUŞMA GERÇEKLEŞTİRDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı okunmasının ardından Tokat Valisi Numan Hatipoğlu katılımcılara konuşma yaptı.
CUMHURİYET BAYRAMI MİLLETİMİZİN SOLUĞUNA MUHTAÇ OLAN İNSANLIK İÇİN İYİLİKLERE, ESENLİKLERE, GÜZELLİKLERE VESİLE OLMASI ADINA KUTLU OLSUN
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu konuşmasında, “Aziz şehitlerimizin vatanlaştırdığı bu kutsal topraklarda sizlerle bu büyük millet bayramını kutlamak ömrümce tadabileceğim en büyük övünçlerden biridir. Bu gün 100. Yılını sevinçle, coşkuyla ve bir o kadar da gururla idrak ettiğimiz Cumhuriyet Bayramı milletimiz ve milletimizin soluğuna muhtaç olan insanlık için iyiliklere, esenliklere, güzelliklere vesile olması adına kutlu olsun. Büyük Türk Milleti kurduğu son imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu eli ile 3 kıtada 600 yıl boyunca barışın ve huzurun hâkim olmasını sağlamıştı. Ancak 19. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde dünyada ortaya çıkan gelişmelere uyum sağlayamayan bu büyük devlet son 150 yılın her anında büyük sorunlarla, savaşlarla ve isyanlarla daha doğrusu ihanetlerle uğraşmıştır. İşte böyle yıkıcı bir savaşın sonrasında milletimize Sevr paçavrası imzalatılmaya kalkışılmıştır. Ancak milletimiz ne kadar zor ve çetin şart altında olursa olsun hiçbir dayatmayı kabul etmeyecekti. İstiklal Marşı şairimizin dediği gibi “Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum / kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum” diyerek hiçbir boyunduruk altına girmeyeceğini Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı istiklal mücadelesi ile tüm dünyaya göstermiştir. Anadolu’nun emperyalist devletlerce işgal edilmesine ve parçalanmasına ramak kala Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğinde yeni bir diriliş destanı yazılmaya başlanmıştır. Bu aziz kadro koca imparatorluk kucaklarında can verirken dünyaya meydan okuyarak ben yok edilemem, teslim alınamam demiştir. Kurtuluş savaşı öyle bir destandır ki etkisi sadece milletimiz bakımından değil esaret altında inleyen, sömürülen mazlum milletler için de bir bağımsızlık kıvılcımının yanmasını sağlamıştır. Hindistan’ın, Pakistan’ın, Malezya’nın, Cezayir’in ve daha pek çok ülkenin bağımsızlık mücadelesi işte bu kaynaktan beslenmiştir. Dün tüm dünyaya emperyalizmin karşısında nasıl durulacağını gösteren aziz milletimiz, bugün insanlığın adeta öldüğü Gazze’de Filistinlilere İsrail tarafından uygulanan katliama sessiz kalmayarak bir kez daha dünyaya barışı ve adaleti Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde haykırmaktadır. Aziz Atatürk ve silah arkadaşları hem düşman işgaline karşı savaşırken hem de inandıkları bir ideal olan cumhuriyet idealinin kalplerde yeşermesi için uygun ortamı hazırlamaya çalıştılar. Büyük Önder; yeni devletin yönetim şeklinin millet egemenliği esasına dayalı bir yönetim şekli olan cumhuriyet olması gerektiğine inanmakta idi. Zaten bu fikrini pek çok arkadaşı ile de paylaşmıştı. Atatürk ; “Ben yaşamak için mutlaka bağımsız bir milletin evladı olarak kalmalıyım. Milletime dost olanlara güvenirim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen her hangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım.” demiştir.
TÜRK MİLLETİ, CUMHURİYETİ BENİMSEMİŞ VE BÜTÜN DEĞERLERİNE SIMSIKI SARILMIŞTIR
Kurtuluş Savaşı’mızın başlangıcında kurulan meclisin adının “TBMM”, hükümetin “TBMM Hükümeti” ve kurulan ordunun da “TBMM Orduları” olarak isimlendirilmesi onların millet egemenliğine ve cumhuriyete olan gönül bağını göstermektedir. Kurtuluş Savaşı’mızın hemen ardından büyük önder ve arkadaşları cumhuriyete giden yolu engelleri birer birer ortadan kaldırarak açtılar; Cumhuriyet binlerce yıllık bir geçmişi bulunan ve yönetenlerin din, kan, asalet veya başkaca bir dünyevi olmayan bir esasa bağlı kalınmaksızın belirlendiği bir yönetim sistemidir. Cumhuriyet üç önemli sacayağına sahiptir ve ancak bunların bir arada bulunması ile çağdaş, modern ve demokratik bir kimlik kazanır. Bunlar demokrasi, laiklik ve insan haklarına saygılı bir yönetimdir. İşte bu ilkeler cumhuriyeti anlamlı ve eşsiz kılmaktadır. Millet egemenliğini temel alan cumhuriyetimiz, devlet ile vatandaş arasında bir vatandaşlık bağı oluşturmuş, vatandaşlar arasında eşit yurttaşlığı sağlayarak, herkese ülke yönetimine katılma ve ülkenin geleceğini belirleme hakkını vermiştir. Böylece, cumhuriyetle birlikte kendi kendini yöneten ve aynı zamanda yönetime gelebilme hakkına sahip etkin vatandaşlar yetiştirilmiştir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmak her yurttaşını kanunlar önünde eşit ve temel insan hakları noktasında güvence altında yaşatmak demektir. Bu yönetim içinde insanların dini inanışları ve yaşam tarzları da devlet tarafından korunmaktadır. Hak ve özgürlükler ancak diğer yaşayanların hak ve özgürlüklerinin ihlali halinde kısıtlanmaktadır. Türkiye için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi olan cumhuriyet, getirdiği açılımlarla Türk insanının ufkunu genişletmiş, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımız görülmemiş bir dinamizm kazanmıştır. Cumhuriyeti ayakta tutan yegane kuvvet; milletin kendisidir. Türk milleti, cumhuriyeti benimsemiş ve bütün değerlerine sımsıkı sarılmıştır. Ulu önder “cumhuriyet en çok kimsesizlerin kimsesidir” diyerek cumhuriyetin ne demek olduğunu ifade etmektedir. Sevr idealini asla unutmayan batı 100 yıllık cumhuriyet tarihimizde doğrudan çatışmaya yaklaşamayıp bunun yerine taşeronlarını kullanmıştır. 1974 öncesi Kıbrıs üzerinden Rumları masum ve korumasız milletimizin üzerine kışkırttılar. Kıbrıs Barış Harekatıyla batı ve taşeronları gerekli cevabı aldılar. Hala sindiremedikleri bir darbe yediler. Yıllarca ermeni terör örgütü asala yurt dışında diplomatlarımızı şehit etti. 1980 öncesi kardeşi kardeşe kırdıran anarşi belasını desteklediler. Sonrası asala ile istediği desteği bulamayan küresel zalimler bu sefer Türkiye’nin başına PKK terörünü musallat ettiler. 40 yıla yakındır beşiklerde bebekler öldürüldü. Pırıl pırıl yürekli Aybüke öğretmenler, Necmettin öğretmenlere kurşun sıkıldı. Halk canından bezdirildi. Amaç Türkiye’yi yolundan döndürmekti. Başaramadılar. Başaramayacaklar! 15 Temmuz’da aynı güçlerin devşirdiği mankurtlar milletimizin silahını millete doğrulttular. Kayıplar verdik. Şehitlerimiz oldu ancak yine amaçlarına ulaşamadılar. Asla! Başaramayacaklar! Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde 2023 hedefine ulaşmış olup, 2053 ve 2071 hedeflerine doğru emin adımlarla ve güçlü bir şekilde yürümekteyiz. Ebed müddet büyük milletimiz ve devletimiz gerçekleştirmeye çalıştığı ilerleme ve çağdaşlaşma mücadelesini muhakkak başaracaktır. Geleceğimizin teminatı sevgili çocuklar ve gençler sizler bizlere emanet edilen ve şehitlerimizin kanları ile yoğrulan ve ebedi Türk yurdu olan güzel vatanımızı bir gül bahçesi yapmak ve muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için çok çalışmalı ve gayret göstermelisiniz. İzleyeceğiniz yol Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yoludur ve kalbinizde sürekli artmasını dilediğim vatan sevgisidir muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kandadır.
Cumhuriyet projesi tüm engelleme çabalarına rağmen muvaffak ve muzaffer olmuştur. Cumhuriyetimiz ebedi Türk vatanı üzerinde ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde milletimize hizmet ederek sonsuza dek yaşayacaktır. Bize insanca yaşayabildiğimiz demokratik ve laik cumhuriyet Türkiye’sini hediye eden büyük önder Atatürk’ü, O’nun kahraman silah arkadaşlarını, kanlarıyla son Türk yurdu olan
Anadolu’yu ebedi olarak bize yurt yapan şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz gönül borcu, şükran ve rahmetle anıyorum. İlimiz adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Ruhları şad olsun. Değerli Tokatlılar, çalışma arkadaşlarım, kıymetli öğretmenler ve sevgili öğrenciler hepiniz adına 100. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız cumhuriyetimize ve devletimize bağlılığımızı ifade ediyorum. 100. yıldönümünü kutladığımız Büyük Millet Bayramı hepimize kutlu olsun.”
GÖSTERİLER BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu’nun konuşmalarının ardından Şiirler okundu. Sonrasında Halk oyunları Gösterisi yapılırken Gençlik Ve Spor İl Müdürlüğünün Sportif Gösterileri gerçekleşti. Akabinde İl Jandarma Komutanlığı Komando Birliğinin Gösterisi yapıldı. Tokat Gaziosmanpaşa Lisesi Cumhuriyet’in 100. Yıl Özel Gösterisi yaptı. Öğrenciler tarihten gösteriler sergiledi. Atatürk’ün sesinden günümüze uyarlanan Cumhuriyet'in 100. Yılı mesajı Tokat Protokolü ve vatandaşlar tarafından büyük alkış gördü. Tokat Gaziosmanpaşa Lisesi Cumhuriyet’in 100. Yıl Özel Gösterisinin ardından program resmigeçit töreniyle sona erdi.