MHP Turhal İlçe Başkanı Veyis Zorlukuş İmralı ile yapılan görüşmeleri eleştirerek, AKP hükümeti tarafından başlatılan bu süreç tehlikeli bir süreçtir. dedi.
Zorlukuş, yaptığı yazılı açıklamasında İmralı ile yapılan görüşmelere sert bir dille eleştirdi. Zorlukuş, ``2013 Yılına iyi dileklerle girdiğimiz şu günlerde, İmralıda bebek katili ile görüşmelere başlanması 2013 yılının ülkemiz açısından çok zgeçeceği bir yıl olarak şimdiden belli olmuştur dedi.
Bir sözü, bir sözünü tutmayan Sayın Başbakanımızın, yaklaşık bir ay önce DTPli milletvekillerinin PKK militanları ile sarmaş dolaş kucaklaşmalarını bahane ederek dokunamazlıklarının kaldırılması yolundaki sert çıkışından sonra, şimdi bundan da vazgeçip onlardan medet umması, bebek katilinden yardım ve inayet beklemesi Türk Milletini, bu uğurda verdiğimiz şehit ve gazilerimizi yürekten incitmiştir diyen Zorlukuş tepkilerini şu ifadelerle sürdürdü:
Genel Başkanımız Devlet Bahçeli nin Oslo görüşmelerini ilk defa kamuoyuna deşifre ettiğinde, bunların yalan olduğunu, bunu ispat edemeyenlerin müfteri, şerefsiz olduğunu haykırmasından sonra, bizzat Sayın Başbakanımızın bu görüşmelerin yapıldığını ancak biz değil, devletin görüştüğünü ifade etmesi, bugünde Mit Müsteşarını görevlendirdiğini kamuoyuna açıklaması iktidarın PKK politikasının nasıl bir tutarsızlık içinde olduğunun, iflas ettiğinin işaretidir. Başta Kürt sorununu kabul edip onları memnun etmek için bugüne kadar verilen tavizlerin sonu gelmeyip, PKK terörü hızlandırınca bu seferde bu memlekette Kürt sorunu yok diyen başbakan ve AKP hükümetinin bugün İmralı Canisi ile diyaloga girmesi, bunu da devletin yaptığını iddia etmesi, gelecek tepkileri önlemek ve AKP teşkilatlarının kamu oyu ve seçmenler karşısında zduruma bırakmamak içindir. Sayın Başbakanımızın bizzat İmrali Canisi ile görüşmelerin şimdi açıklanamayacağını, zamanı gelince teker teker açıklanacağını ifade etmesi Türk seçmeninden korkunun ifadesidir.
Birinci Habur rezaletinden sonra AKP iktidarı tekrar yol kazasına uğramamak, Milletimize iyi sindirtebilmek için bu sefer daha farklı tedbirler aldığı da muhakkaktır. Yandaş basın ve yayınganlarına çıkarttıkları malum yazar ve çizerlerinin, demokrat geçinen hukukçularının, bu ülkenin son şansı gibi hezeyan ve kandırmacıları, bugüne kadar PKK iletak hareket eden DTP milletvekilleri, onlar adına konuşan sözde akil adamlarının bugün birden bire barış güvercini olması da beklenen bir olaydır. Bu sürece yine CHP genel başkanı Sayın KıIlıçdaroğlunun açık kredi ile destek olması, Milli mücadelenin, Atatürkün partisiyim, ulusalcıyım diyenleri çok düşündürmesi gerekir. Basın patronu Aydın Doğanın da, neyin karşılığında bu sürece destek vermesi de bizi hiç şaşırtmadı. Bir şekilde ikna edilen birkaç şehit ailesinin Pkk açılımı ve sözde barış süreci lehinde konuşturulması, hele hele okyanus ötesinden Fethullah Gülenin sürece dahil olarak Peygamber efendimizin hudeybiye antlaşmasından hareket ederek barışı temin etmek için, el de öpülür, etek de
.. diyerek destek vermesi de çok çok acınacak bir hezeyandır. Hudeybiye antlaşması on yıllık bir süre için yapılmasına rağmen müşriklerin iki yıl sonra antlaşmayı bozduklarını da burada hatırlatmak isterim. Yine bazı AKP li milletvekilleri akılları sıra Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeşin hatıralarını, kitaplarını didik didik edip acaba Türkeşin de bu sürece katkı verecek bir sözü var mı diye arayış içine girmeleri çaresizliklerinin en büyük delilidir. Akılları sıra bugün, ikinci PKK açılımına referandumda olduğu gibi AKP ve DTP nin yandaş yazar çizer kadrosu, sivil toplum kuruluşları, cemaat ve işbirlikçi sendikaları ile kamu oyu oluşturmak, açılımın karşısında şu andaki tek parti olan Milliyetçi Hareket Partisini yalnızlaştırmak, itibarsızlaştırarak Türk Milletinin direnci kırılmak istenmektedir. Bu sürece destek verenler belki bugüne kadar el etek öpmekten çekinmemiş olabilirler ama Türk Milletine asla ve asla bebek katilinin, Türk Milletine hakaret dolu sözler sarf eden PKK lılardan özür diletemezler, el etek öptüremezler.
Şurası iyi bilinmelidir ki, bu sorun kürt kardeşlerimizin sorunu değildir. Bu sorun Osmanlıyı yıkmak için iki yüz yıl evvel başlattıkları şark meselesinin, bu gün Amerikanın Büyük Ortadoğu Projesi versiyonundan başkası değildir. Orta doğuda başlatılan Arap baharı ile İslam ülkelerin rejimlerinin değiştirilmesi, bölünmesi İslam dünyasını İsrail karşısında güçsüzleştirilerek önce Kürdistanın kurulurak Büyük İsrail in önünü açmaktır. Zannedilmesin ki Apo ile anlaşınca terör duracak, barış huzur gelecek, Türkiye güçlenecek. Amerikanın Büyük Ortadoğu projesi nin Türkiye ayağı gerçekleşmeden terör durmaz. Sadece belirli süre içinde PKKnın talepleri bir bir yerine getirilecek. Önce Bebek Katilinin durumu iyileştirilecek. Sonra ev hapisi. Sonra Anayasa değişikliği ile yasal alt yapı oluşturularak Güney doğuda yerel yönetimler güçlendirilerek önce şehir devleti, daha sonra özerk yönetim ve Büyük Kürdistan. Biz gibi düşünenlere paranoya diyebilirler ama, PKK nin ve siyasi otoritelerinin yirmi sene evvelki kabul edilemez taleplerinin bugün yüzde sekseni gerçekleştiği düşünülürse ne kadar haklı olduğumuztaya çıkmıştır.
Sonuçta, Akp hükümeti tarafından başlatılan bu süreç tehlikeli bir süreçtir. Ağır ağır sindirile sindirile bölünmeye giden yoldur. Bu süreç bir milletten birkaç millet, bir dilden birkaç dil yaratma sürecidir. Bu da Üniter yapımızın, bin yıllık kardeşliğimizin bozulmasıdır. Türk Milleti bu oyuna gelmeyecektir