Durmaz, “Yerli Malı Haftası; yalnızca alışveriş tercihi değil, üreticiyi ayakta tutan, istihdamı güçlendiren ve ülkenin döviz kaybını azaltan stratejik bir duruştur” dedi.
Durmaz, 23 yıllık AKP iktidarı döneminde izlenen politikaların yerli üretimi zayıflattığını, piyasada ithal ürünün payını artırdığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Yerli Malı Haftası’nda çocuklarımıza yerli malını anlatıyoruz ama gerçek hayatta rafların önemli bir bölümü el malıyla dolu. Üretici, artan girdi maliyetleri ve belirsiz alım politikaları nedeniyle üretimden koparken; ithalata dayalı anlayış ülkeyi gıda ve tarımda dışa bağımlı hale getirdi. Yerli üretim planlanmadıkça, üretici korunmadıkça ‘yerli’ kavramı sadece slogan olur; ülkenin emeği de değeri de kaybeder.”
ÜRETEN KAZANMADAN YERLİLİK SÖYLEMDE KALIR
Yerli üretimin güçlenmesi için üreticinin sürdürülebilir gelir elde etmesi gerektiğini belirten Durmaz, “Mazot, gübre, yem, ilaç ve enerji maliyetleri üretimi zorluyor. Üretici kazanamazsa tarlada ürün azalır, rafta fiyat artar. Yerli üretimi konuşacaksak, önce üreticinin maliyet yükünü hafifletecek, planlı üretimi teşvik edecek ve alım politikalarında adaleti sağlayacak adımları atmalıyız. Aile tarımına yönelik planlamalar olmalı, kırsalda ekilmeyen arazi bırakmamalıyız” ifadelerini kullandı.
KOOPERATİFLER VE ÜRETİCİ BİRLİKLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Durmaz açıklamasında, kooperatiflerin ve üretici birliklerinin yerli üretimin bel kemiği olduğuna dikkat çekerek, “Kooperatifçilik; üreticinin pazarlık gücünü artırır, aracılık maliyetlerini düşürür, markalaşmayı ve katma değeri büyütür. Kadın kooperatiflerinden tarımsal kalkınma kooperatiflerine kadar tüm yapılar; liyakatle, şeffaflıkla ve üretici odaklı anlayışla desteklenmelidir. Üretici birlikleri; üreticinin ortak menfaati için çalışmalı, siyasi kimliklerin gölgesinden uzak kalmalıdır” dedi.
Tokat’ın tarımsal üretim potansiyeline dikkat çeken Durmaz, “Birçoğu coğrafi işaretli olan; Tokat’ın yaprağı, meyvesi, sebzesi, pekmezi, süt ürünleri ve yöresel lezzetleri güçlü bir marka hikâyesi taşır. Bu ürünlerin katma değerini artıracak paketleme, soğuk zincir, işleme tesisleri ve kooperatif pazarlaması güçlendirilmelidir. Yerli üretim sadece tarlada değil; depoda, fabrikada, lojistikte ve pazarda kazanılır” değerlendirmesinde bulundu.
KAMU ALIMLARINDA YERLİ ÜRÜNE ÖNCELİK
Durmaz, kamu kurumlarının alımlarında yerli ve bölgesel üretimi destekleyen modellerin yaygınlaştırılması gerektiğini ifade ederek, “Okul kantinlerinden yurt mutfaklarına, kamu yemekhanelerinden sosyal yardım paketlerine kadar her alanda yerli ürünün payı artırılmalıdır. Bu yaklaşım hem üreticiye düzenli pazar sağlar hem de yerel ekonomiyi canlandırır” dedi.
YERLİ ÜRETİM, GELECEĞE YAPILAN YATIRIMDIR
Açıklamasının sonunda vatandaşlara da çağrıda bulunan Durmaz, “Yerli üretimi büyütmek; çiftçiyi, esnafı ve sanayiciyi aynı anda güçlendirmektir. Her tercihimizin piyasada bir karşılığı var. Yerli malına sahip çıkmak; istihdama, gelire ve geleceğe sahip çıkmaktır” ifadelerini kullandı.