İmza kampanyası sırasında basın açıklaması yapan Anadolu Gençlik Derneği İlçe Başkanı Hacı Özdemir şunları söyledi; ``29 Mayıs 1453 yılında fethedilen İstanbul, hangi inançtan olursa olsunher insan için adalet tesis etme çabasında olan ve hakkı üstün tutan anlayışın 560 yıldır sembolü olan bir şehirdir. İstanbul fethedildiğinde Fatih Sultan Mehmet Han tarafından camiye dönüştürülen Ayasofya ise hem bu fethin sembolüdür hem de adaletin zulme karşı üstünlüğünün bir timsalidir.
İstanbulun 1204de Latinler tarafından istilasında yağmalanan ve tahrip edilen ve daha sonra tekrar Bizansın eline geçtiğinde bir harabe şeklinde olan, birkaç kez onarım gören buna rağmen azametine yakışır bir ilgiyi göremeyen Ayasofya, fetihten hemen sonra temizlenip camiye dönüştürülmüştür. İstanbulun ilk Cuma namazı burada kılınmıştır. İlk Cuma namazının hutbesini Fatih Sultan Muhammed okumuş namazı da Akşemseddin kıldırmıştır.
Fatih Sultan Mehmet ilahi bilgelik ya da kutsal bilgelik anlamına gelen Ayasofya adını değişmemiş, uğruna verilen şehitler adına, Peygamber müjdesine nail olan o güzeldu adına, Peygamber müjdesine nail olan o güzel kumandan adına Ayasofyanın cihetini Beytullaha çevirmiştir.
Fatih Sultan Mehmet, fethin sembolü olan Ayasofyanın üzerine titremiş, bu mabedi kendi parasıyla satın alıp vakfetmiş ve bu mabet için şöyle vasiyet etmiştir: Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allaha, ahirete, Onun heybetine inanan hiçbir mahluk, Sultan olsun, Hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Kim vakfıyeyi değiştirirse Allahın meleklerin, bütün insanların laneti onların üzerine olsun. Yüzlerine bakan ve onlara şefaat eden hiçbir kimse bulunmasın.
482 yıl camii olarak müminlerin gözbebeği olan Ayasofya 24 kasım 1934te bir oldubittiyle müze haline getirilmiştir.bu dönüşüm mili irade hiçe sayılarak Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştirilmiştir. Bu kararı içeren vesikanın doğruluğu bile şüphe götürmektedir. Cumhurbaşkanının imzasının taklit edildiği ve kararname numarasının de geriye dönük olduğu konuşulmaktadır. Velev ki imzalar ve belgeler gerçek dahi olsa alınan bu karar yanlış bir karardır. Birilerinin Ayafosya nın aslı kilisedir, öyle de kalmalıdır demeleri ise Eskiden İstanbul Bizansındı, şimdi İstanbulu onlara geri vermeliyiz demekten farksızdır.
İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzonun 2 Ocak 1918de söylediği, İstanbul özellikle doğu dünyasının kozmopolit ve uluslar arası bir şehridir. Ayasofya ki, 9 yüzyıl önce bir Hıristiyan Kilisesiydi, elbette eski durumuna getirelecektir. sözleritadadır. Ayasofyanın cami oluşuna müdahale bu ülkenin bağımsızlığına müdahaleden farksızdır. 1931de, Amerikadaki Bizans Enstitüsü Ayasofyanın Müze yapılması konusunda talepte bulunmuştur. Bulgaristanda toplanan, Bizans Asarını İhya Kongresi Ayasofyanın müze yapılması talebinde bulunmuştur.
Biz Ayasofyanın emperyalist güçlerin ve Bizans zihniyetinin baskısıyla hukuksuz bir şekilde müzeye çevrildiğini düşünüyoruz. Yoksa 24 kasım 1934te yapılan bir işlemin 5 Haziran 1935 tarihli, 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 17. maddesine dayandırılması izah edilemez. Bu yanlışlık behemehal düzeltilmelidir.
Ayasofya ne taş, ne binadır. Ayasofya halkın batılı kuşatmasıdır. Ayasofya, cihat ruhunun remzi, akıncıların nal seslerinin tekbir sesleriyle buluştuğu İlay-ı Kelimetullah aşkına yapı taşıdır. Ayasofya, üzerinde yaşadığımız bu diyarın İslam beldesi olduğunun sembolüdür. Fethin nişanı ve Sultan Fatihin vakfıdır. Ayasofyanın gerçek hükmü şahsiyetine ulaştırılması, Fatihe vefa ve geleceğimizin bekası için şarttır. Ayasofyanın ibadete kapatılması Fatihin ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktadır. Bu konu sadece bizim değil bütün ümmetin derdidir. Herksi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Ayasofya mutlaka camiye dönüşecek ve mahzun halinden kurtulacaktır. Bu hem Fatih Sultan Mehmetin vakfiyesinin bir gereğidir, hem İstanbulun fethinin bir gereğidir, hem milli iradenin tezahürünün bir gereğidir, hem de sınırlarımıza sahip olmamızın bir gereğidir.
İstanbul İslamın baş şehridir. Sembol şehridir. Ayasofya Camii de İstanbulun sembolüdür. Fethin sembolüdür. Mukaddes bir binadır. Müminlerin bir mabedidir. Bir kez cihetini Beytullaha dönmüş bir yapıdır. Milletimizin arzusu Ayasofya Camiinin minarelerinde ezan sesini yeniden duymak, Ayasofya Camiinde Alemlerin Rabbinin huzuruna yeniden durmaktır.
Biz bu amaçla Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak Ayasofya Camiinin tekrar ibadete açılabilmesi için 15 Nisan 17 Mayıs tarihleri arasında ülke genelinde İmzanla Zincirleri Kır adlı bir kampanya başlatmış bulunmaktayız. Hedefimiz on milyon imzaya ulaşmaktır.
Ayasofya Camiinin açılışı hakkı üstün tutan mananın yeniden İstanbul tarafından kuşanılması olacaktır. İstanbulun fethinin 560. Yıldönümüne yakışan budur.
Ve elbet Ayasofya Camii açılacaktır`` dedi.