Yakacak odunu bile olmadığı günlerde, birkaç ceketi üst üste giyip, elleri eldiven içinde titreyerek “İnce Memed”i yazan Yaşar Kemal… Bu sahne bile, bir yazarın inancının, kaleminin ve Anadolu’ya olan sevgisinin ne kadar büyük olduğunu anlatmaya yeter.
Soğuktan değil, halkının kaderine duyduğu öfkeden titriyordu o eller. Çünkü o, yalnızca bir roman değil, bir halkın sesi, bir coğrafyanın isyanını yazıyordu.
Bir Roman Değil, Bir Başkaldırı
İnce Memed, Türk edebiyatında yalnızca bir kahraman değil, Anadolu insanının adalet arayışına bürünmüş bir simgedir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Çukurova’da yaşanan yoksulluğun, ağalık düzeninin ve çaresizliğin içinde, ezilen halkın vicdanından doğmuş bir çığlıktır.
Yaşar Kemal, İnce Memed’in şahsında, “boyun eğmemek” ilkesini bir destana dönüştürür.
İnce Memed, zalime karşı duran bir delikanlıdan çok daha fazlasıdır; o, toprağı elinden alınmış, emeği sömürülmüş bir halkın haykırışıdır.
Onun hikâyesi, korkuya değil cesarete, umutsuzluğa değil direnişe yazılmış bir ağıttır.
Dağlarda yankılanan sesi, bugün hâlâ adalet arayanların kulaklarında çınlamaktadır.
Bir Yazarın Alın Teri;
Yaşar Kemal, 1947 yılında başladığı bu serüveni 1987’de tamamladı.
Tam otuz dokuz yıl,
Otuz dokuz yıl boyunca kaleminin ucunda Anadolu vardı; ter, toprak, yoksulluk, direniş ve umut vardı.
Dört ciltlik bu eser, bir yazarın ömründen kopardığı yıllarla, halkının kaderine yazdığı bir şarkıya dönüştü.
Her sayfasında, bir köyün hikâyesi; her karakterinde, bir Anadolu gerçeği saklıydı.
Abdi Ağa’nın zorbalığı, Hatçe’nin direnişi, Memed’in dağlardaki adaleti, Hepsi, bu toprakların kanına işlemiş hikâyelerdi.
İnce Memed, yalnızca bir roman değil, bu toprakların vicdanıdır.
Yaşar Kemal, Anadolu’yu romantize etmeden ama yüceltmeyi de ihmal etmeden anlatır.
Eserin gücü, halkın sesini olduğu gibi yansıtmasındadır.
Ne bir süs, ne bir masal,
Tam aksine, bir gerçeğin içinden doğan saf bir çığlıktır.
Bugün Hürriyet Pazar’ın “Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı” listesinde birinci sırada yer alması, bu yüzden tesadüf değildir.
Çünkü İnce Memed, bir romanın ötesinde; adalete susamış bir milletin hatırasıdır.
Her nesil, kendi İnce Memed’ini bulur, çünkü haksızlık hiçbir dönemde tükenmez.
Yaşar Kemal’in O yoksul günlerde yazdığı satırlar, bugün hâlâ Anadolu’nun köylerinde, tarlalarında yankılanıyor.
Her dönemin zalimi değişse de, İnce Memed’in ruhu hep aynı kalıyor.
Çünkü her çağın bir dağ yolu, bir Abdi Ağa’sı ve bir İnce Memed’i vardır.
Ve Yaşar Kemal’in kalemiyle ölümsüzleşen bu söz, Anadolu’nun belleğine kazınmıştır.
“İnce Memed, Anadolu’nun destanıdır.”