Tokat Valisi Mustafa Taşkesen, Tokat Bakkallar ve Manifaturacılar Odası tarafındanganize edilen Muharrem Ayı Oruç Açma Programı`na katıldı.
Tokat Bakkallar ve Manifaturacılar Odası Başkanı İhsan Tunç tarafındanganize edilen ve Birlik Düğün Salonu`nda gerçekleştirilen Muharrem Ayı Oruç Açma Programına Vali Taşkesenin yanı sıra Vali Yardımcısı Coşkun Açık, İl Müftüsü Abdurrahman Koçak, TokatspBaşkanı İşadamı Emin Yılar, Esnaf Odaları Birlik Başkanı Mehmet Bekçi, Tokat Kent Protokolü ve Alevi Kanaat Önderleri katıldı.
Ali Gürelin Oruç Açma Duası ile başlayan programda yemek duasını Tokat Müftüsü Abdurrahman Koçak yaparken yemekten sonra ise Ali Gürel tarafından mersiyeler seslendirildi.
Vali Taşkesen, Muharrem Ayı Oruç Açma Programı`nda yaptığı konuşmasında; Değerli Canlar, kıymetli hemşehrilerim Allah Muharremucunuzu, aşurenizi, lokmanızı, kurbanlarınızı şimdiden kabul etsin. Bu benim katıldığım üçüncüuç açma akşamı oluyor, bu vesileyle aranızda olmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Bizim büyüklerimiz her Muharremde mutlaka on günuç tutar; fakat bizler nedense ya aşure günü ya da iki üç gün tutardık. Ben Tunceli Valisi olduktan sonra Muharremin kutsiyetini biraz daha derinden öğrenme fırsatı buldum. O zamandan beri onar gün tutmaya gayret ediyorum. Biliyorsunuz Muharrem ayında Hz. Ademden son Peygambere ve onun torunlarına kadar on Muharrem`de önemli hadiseler cereyan etmiş. Hz. Ademin affolunması, Hz. İsanın göğe yükseltilmesi, Hz. Musanın Firavunun zulmünden kurtarılması, Hz. Yunusun balığın karnından kurtarılması, Hz. Nuhun gemisinin kurtarılması gibi önemli hadiseler meydana gelmiş. Fakat bu kadar güzelliklerin yanında bir olumsuzlukta var. O da iki cihan serveri Peygamber Efendimizin göz nurları, cennet gençliğinin lideri Hz. Hüseyin Efendimizin ve onunla birlikte toplam 72 kişinin şehadeti var. Tabi bu olaya da çok üzülüyoruz ve bunu ruhumuzun derinliklerinde hissediyoruz. Bu bizimtak acımız. Bu coğrafyada acılarımız datak sevinçlerimiz de. Çok şükür ki biz Anadoluda yaşayan Müslümanlar hiçbir zaman Yezidin zihniyeti yanında yer almadık. Hiçbir aile çocuğunun adını Yezid koymadı. Bu bizim nerede durduğumuzu gösteren önemli göstergelerden biri. Acılarda beraber olduğumuz gibi sevinçte de, ülkenin beraberliğinde de, barışta da biz bir oluyoruz. Çünkü birden geldik, birdeniz, biriz, bire gideceğiz. Dolayısıyla ayrı gayrı yok. Fakat böyle de bir talihsiz olay meydana geldi, malesef. Tarihi hadiseler tabii çok uzun. Biz Sünni kesimler bu işi biraz daha sessiz kutluyoruz gerçi son zamanlarda bu aya önem veren vatandaşlarımız çoğaldı. Bunun sebebi bana göre büyük İslam alimleri biraz Sahabe zamanında olan hadiseleri Hz. Ali ile Muaviye arasında cereyan eden Sıffin savaşını, Kerbela hadisesini, Cemel vakasını.. olumsuz şeyleri çok gündeme getirmezler. Çünkü geçmişte olmuş bir içtihat hatasıdır. Hata yapan af istemiş. Şimdi o hata yapan sahabeler, İslam büyükleri hatalarını anlayıp dönmüşler; ancak biz halen onların aralarındaki itilafları gündeme getirerek belki de biz günaha gireriz. Onun için İslam büyükleri demiş ki; bu konuları deşmekte fayda yok. Yezide lanet caizdir, demiş. Ama bunun da bir getirisi de yok demişler. Dolayısıyla eskide olmuş bu olumsuz olaylarıtaya getirip bir ayrılık vesilesi haline getirmemeye çalışmışlar. Biz zaten Anadoluda o tür sorunlar yaşamadık, yaşamayacağız inşallah. Birliğimizi, bütünlüğümüzü çeşitli oyunlar sergilenmesine rağmen bozamadılar. Sivasta, Maraşta, Çorumda, Gazide oynandı, başaramadılar. Halen de oynanıyor; ama çok şükür bünyemiz sağlam. Bütünlüğümüz sağlam. Allah birliğimizi ve bütünlüğümüzü daim etsin diyorum. Allah lokmalarınızı kabul etsin ve tekrarını nasip etsin. Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum dedi.