Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Türkoloji eğitimi aldığını belirten Fransız Araştırmacı Maxime Durocher, Tokat ve yöresinin erken dönem tekke ve zaviyeler konusunda daha zengin olduğunu ve bu yapıların kısmen muhafaza edilebilmiş olmasının kendisini buraya yoğunlaştırdığını belirtti. Tokatın neredeyse tüm ilçe ve köylerindeki tekke ve zaviyeleri birçok kez incelediğinin altını çizen Durocher, öncesinde bir süre İstanbulda kalarak birçok kaynağı okuyup, hazırlık yaptığını da vurguladı.
Erken dönemde dervişlerin ve insanların birçok dergaha gidebildiğini belirten Durocher, hoşgörünün toplumda hakim olmasının tüm tarihi yapılara nasıl işlediğini hissedebiliyorsunuz. Normalde Türklerdeki zaviyelere emsal örnekler, Fransadaki bazı manastırlardır. Fakat işleyiş olarak bizdekiler daha kısıtlayıcı ve seçici iken, Türklerde daha kapsayıcı, birçok kesime hitap edebilen yapılar göze çarpıyor. Bugün bile aslında insanlığın esas alınmayıp, ayrışmaların yaşanmasını anlayamıyorum. Duvarlar örmüşçesine ülke ülke, millet millet birbirimizden ayrı tutuluyoruz. Esasında hepimizin insan olması, insanın odak alınması gerekmez mi? İşte bu hoşuma gitmiyor diye konuştu.
Bilgi ve gözlemlerini aktaran Durocher, soruları da cevapladı. Dernek yayınlarını da inceleyen Durocher, Halk hareketleri konusunda dünyaya emsal olmuş bir ülkenin vatandaşıyım. Baktığımda Tokat gibi bir bölgede çoğu benim gibi genç olan insanların sivil toplum faaliyetlerine bu denli ilgili olması çok hoşuma gitti. Özellikle Tokatta pekte beklenen bir şey değil. Bir sonraki gelişimde Tokatın beni yine şaşırtacağına ikna oldum dedi.