Sabahın erken saatlerinde düştüm yollara. Benzin kokulu eflatun çiçeklerine, toz bulutu yapışmış martılar eşlik ediyor
Kıyafetini hiç yıkatmamış şarap şişesi elinde Beyoğlunun gezgincisi Halil gibi duruyorlar
Kirli ve yorgun!
Nakaratları sanki hep aynı No War, No War diyorlar
Savaşa hayır çığlıkları vapurlara eşlik ediyor! Elindeki simidin yarısını paylaşan adama bakıyorum, gözleri yorgun ve bitap Hayatım bitse de gitsek der gibi
Kim bilir ne derdi var değil mi?
Son günlerde kimseye Nasılsın? diyemiyorum
Korkuyorum!
Nasılsın? Demek sanki insanların yarasını karıştırmak gibi! Herkesin bir değil, bin derdi var
Kimisi eşinden, kimisi işinden, kimisi yaşadığı şehirden mutsuz! Kimisi ise yaşamından
Yanımdan geçen 30 metre yata ilahi adalet diyorum.Vapurun diğer yolcuları ise senin a diye başlıyor!
Hâlbuki küfür edilecek ne var ki?
Adam kazanmış, almış!
Sıkıntı sanırım şurada; martılar aç! Kanımca küfürüde bu yüzden yiyor!
Vapur iskeleye yanaşıyor
Vuaaaaakkkk diye bir ses
Ben geldim diybu yakaya
Hani biraz önce gitmiştim ya, işte şimdi geri geldim
Keşke bütün hayatlar bütün dostluklar da böyle olsa!diyorum sinirlenip giden bir dahaki sefere geri gelse!
İniyoruz vapurdan, inerken koca halatı bağlayan İDO görevlisine bakıyorum, kan ter içinde Bizim Hayatlarımızı düzenlemek için kendi hayatını 3-30 maaşa feda eden adam!
Herkesin bu evrende bir misyonu var, kimi bize dert olmak için yaratılmış, kimisi dertlerimizetak olmak için!
İDO görevlisi de bize yardımcı olanlardan, göz göze geliyoruz teşekkür ederim diyorum gözlerimle
O iseNe bakıyorsun? der gibi bakıyor!
Bazen frekansı yakalamakta ne zor
Vapurda kimse kalmamış ya o yüzden bakıyormuş görevli. Farkına vardığımda bir koşuda iniyorum
Önümde yürüyen yaşlı bir çift ayak! Dinlenerek Hayat yolunda ilerliyor Elinde çantası
Bu yaşına rağmen halen çalıştırıyİstanbul insanlarını!
Karşıda boya kutuları ile duvarları boyayan gençler, ne güzelde çiziyorlar, Hayalleri boya kutularında gizli,Hayallerini hangi boya kutusuna koyarsan, hayatını o renge boyarsın! Misali!
Cıvıl cıvıl bu yaka, sanki mutsuzluklar diğer yakada kalmış
En tatlı şeyler ise asık suratları ile okula gitmeye çalışan çocuklar, sinirli olsalar da çok şekerler
Tek surat asıklığına tahammül edebildiğim varlıklar!
Geleceğimiz okula gidiyor
Lakin ne öğreniyorlar?
Sonra bir molla grubu, aman yarabbim, İRAN sanki burası. Hem İranda bile bu kadar M.Ö insanı yok
Molla olabilirsin ama azcık güzel giyin be adam!
Modern olmak dinsiz olmak mı? Bu tasarımcılar sadece kıyafetlerini Tanrı tanımazlara mı yapıyorlar?
Ara sokaklardan piste yumuşak iniş yapan Boeing gibi süzülüyorum, iş yerime geldiğimde Tekir ve Mırnav Hoş geldin ağabey der gibi bakıyor
Aldığım sütü kaplarına koyuyorum, gülümsemelerine bayılıyorum, birde hırlayarak keyif yapmazlar mı?
Masama geçtiğimde yazım bitiyor. Çünkü size başlayan hayat, bana da başlıyor
Geçim derdi, hayat sıkıntısı, mücadele ve yarınların kaygısı!
Haaa bu arada unutmuşum, umarsızca elindeki pet şişeyi vapurdan aşağı atan adam, sen insan değilsin ve bu yaşına kadar olamadıysan bu yaştan sonrada olamazsın! Kusura bakma böyle!