USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

“TİCARET VE SANAYİ ODALARI ŞEHİRLERİN KALKINMASININ LOKOMOTİFİDİR”

“TİCARET VE SANAYİ ODALARI ŞEHİRLERİN KALKINMASININ LOKOMOTİFİDİR”
07-01-2019 09:48
Google News

Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Çelik, 2018 yılı değerlendirmesinde bulundu.

Göreve geldiği günden itibaren yaptıkları çalışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Çelik, görev süresince hayata geçirecekleri projeler hakkında bilgiler verdi.

“SEYİRTEPE’NİN SÜREKLİ GÜNDEME GELMESİNDEN RAHATSIZ OLMAYA BAŞLADIK”

Tokat TSO bünyesinde bulunan Seyirtepe Tesisi ile ilgili konuşan Başkan Çelik, tesisin akıbeti ile ilgili şunları söyledi; “ Seyirtepe ile alakalı Tokat Ticaret ve Sanayi Odası’nın tavrı çok net. Hem sahaya çıktığımızda, hem meclis toplantılarında Seyirtepe’nin sürekli gündeme gelmesinden ve konuşulmasından rahatsız olmaya başladık. Artı oda için topladığımız aidatların Seyirtepe’nin zararlarını kapatmak için aktarılması da bizi rahatsız etmeye başladı. Bu konunun geldiği nokta şu; Ticaret ve Sanayi Odası burayı ya kapatacak ya da projetağımız olan İl Özel İdareye devredecek. Ama genel anlamda şehrin idarecilerinin meseleye bakışı olumlu. Bu tesis bu şehrin bir değeridir. Bu konuda hep beraber bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu tesise hep birlikte sahip çıkmamız gerekir diye düşünüyoruz. Temel yaklaşımımız bu şekilde”

“KADIN GİRİŞİMCİLERİ DAHA AKTİF HALE GETİRMEMİZ LAZIM”

Çelik, TSO’nun kadın ve genç girişimcilere önem verdiğini ifade ederek; “Ayrıca bir de kadın girişimcilerle alakalı bir sürü şey konuşuldu. Ben bu işin speküle edildiğini düşünüyorum. Ticaret ve Sanayi Odası ile ilgili konuşulacak, eleştirilecek bir şey bulunamayınca, iş buralara geldi. Sonuçta biz bir görev devraldık. Bu görev süresi içerisinde ekiplerimizi oluşturacağız, çalışmalarımızı yapacağız. Ekip derken bu insanlar illa bize yakın olan insanlar olmak zorunda değil. İş yapmak isteyen, bir şeyler üreten herkes bu ekip içerisinde olabilir. Çünkü bizim için önemli olan kimin yaptığı değil, neyin yapıldığıdır. Şehirler alakalı güzel icraatlar yapılsın bize yeter. Genç girişimciler ve kadın girişimciler şehrin ekonomisi ve geleceği açısından son derece önemli. Biz şehrin geleceğini inşa etmek istiyorsak özellikle gençleri ve kadınları tarım ve turizmle alakalı daha aktif hale getirmemiz lazım. Bu, Tokat için de Ticaret ve Sanayi Odası için de son derece önemli” dedi.

“BİZ BU BİRLİKTELİĞİ BOZMAYACAĞIZ, BOZDURMAYACAĞIZ”

Tokat için protokol üyelerinin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalıştığını kaydeden Başkan Çleik; “Bunun dışında biz başından beri kimin hangi odanın yönetimiyle ilgili ne sıkıntısı varsa gelir, arkasına da bir güruhu alır, hükümet meydanında 10 bin kişinin içerisinde soracağı her soruyu sorar. Cevabını alır. Cevapla alakalı kafalarda soru  işareti kalırsa odanın bütün imkanlarını açarız. Çözüm bulmaya çalışırız. Herkes fıtratının ve tarzının gereğini yapar. Şu çok önemli; bu şehirde milletvekilleri, vali, belediye başkanı, rektör, STK başkanları, muhalefet, iktidar kafa kafaya verdi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Biz de önümüzdeki süreçte tarım çalıştayı ve turizm çalıştayı yapacağız. Bir araya gelip şehrin sorunlarını masaya yatıracağız. Bunlar, Tokat’ın hiç alışkın olmadığı ve yaşamadığı şeyler. Şu an böyle bir birliktelik, bir enerji, bir sinerji söz konusu. Dedikoduyla ve iftirayla milleti birbirine düşürerek varlığını devam ettirmeye çalışanlar da bu durumdan çok rahatsız olmaya başladı. Bugünkü bu birlikteliğin altında bir şeyler aranmaya başlandı. Birileri için bu birlikteliğin şehre ne kazandıracağı önemli değil. Bazı kişiler ben ne kazanacağım diye düşünüyor. Biz bu birlikteliği bozmayacağız, bozdurmayacağız. Kendi aramızda sürekli istişareler yapıyoruz. Rahatsızlık duyanların, neyi neden yaptığını da herkes biliyor. Herkes olayın farkında. Bence boşuna uğraşıyorlar. Zaten gördüğümüz kadarıyla her geçen gün de eriyorlar ve sıkıntı içerisine giriyorlar. Bence bu tavır onlar için de çok hayırlı bir istikamet değil. Ama bizim yapmaya çalıştığımız şeyler şehir için doğru ve güzel bir istikamet” ifadelerini kullandı.

“TİCARET VE SANAYİ ODALARI BU ÜLKEDE ŞEHİRLERİN KALKINMASININ LOKOMOTİFİDİR”

Çelik, günümüzde STK’ların geçmiştekinden farklı olduğunu şu sözlerle açıkladı; “Biz şehrin uzak ve yakın hedeflerini projelendiriyoruz, paydaşları belirleyeceğiz. Herkese görevini ve bütçesini vereceğiz. Herkes bir çalışma içinde olacak. Bir amaç için onlarca kurum, yüzlerce insan çalışacak. Sonra bir araya geleceğiz ve bunları sonuçlandırıp raporlayacağız. Bu şekilde ben bu şehrin çok daha hızlı bir şekilde önünün açılacağını düşüyorum. Geçmişte en çok eleştirilen şey, sivil toplum kuruluşlarının sadece aidat topladığı, şehrin ve ticaretin sorunlarıyla ilgilenmediği idi. Bugün ise STK’lar toplumla alakalı her türlü konunun içerisine giriyor. Şimdi de deniyki “niye giriyorsunuz buralara.” Biz sorumluluğumuzun, görevimizin ne olduğunu biliyoruz”

“KAFA KARIŞIKLIĞINA SON VERECEĞİZ”

Tokat’ın tarım ve turizmle kalkınabileceğini söyleyen Başkan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü; “Özelikle Ticaret ve Sanayi Odaları bu ülkede şehirlerin kalkınmasının lokomotifidir, olmazsa olmazıdır. Ekonomi anlamında bakanlıkların muhatap aldığı kurumlar da Ticaret ve Sanayi Odalarıdır. Dediğim gibi önümüzdeki süreçte şehrin rezervlerini önümüze koyacağız. Artık kafa karışıklığına da son vereceğiz. Bu şehrin tarımı var, turizmi var. Bizim yüzde 80’imiz tarım, yüzde 20’miz turizm. Şu an üçüncü bir şeye odaklanmayacağız. Odaklanmayacağız demek, bir şey olursa veya gelirse ilgilenmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Bütün enerjimizi, bütün imkanlarımızı bu ikisine kanalize edeceğiz. 7 tane ovamız var. Bunun 2 tanesi büyük ova ve bunlar dünya mirası sayılabilecek çok önemli ovalar. Biz bu ovalarda nasıl maksimum üretim yapabiliriz, bunu nasıl markalaştırabiliriz, bunun ihracatını nasıl yapabiliriz diye çalışacağız. Çünkü bu şehirde bu rezervler doğru kullanılırsa şu an Tokat’a giren paranın en az 10 katını kazandırmamız mümkün. Böyle olunca da ekonomimiz daha iyi bir noktaya gelecek ve bundan da herkes istifade edecek. Ekonomik yapımız çok kırılgan olmasına rağmen arkamızda güçlü bir tarım potansiyeli olduğu için son kriz de dahil, krizlerden en az etkilenen illerden biriyiz. Çünkü bizim dışa bağımlılığın ötesinde, tarımda kendi üretimimiz var. Biz bunu biraz daha güçlendirebilirsek Tokat, gelecekte dünyada ya da Türkiye’de yaşanan hiçbir krizden etkilenmeyecek. Biz, bunun alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz.  Bunu yaparken de tarımı 3 aşamalı olarak ele alıyoruz. Bunun birinci aşaması çiftçi boyutu. Toplu üretim, toplulaştırma, birlikte üretim, sözleşmeli çiftçilik, örtü altı üretim ile beraber kooperatifçiliği geliştirmek istiyoruz. Bunlar yeni şeyler değil. Bunlar gelişmiş ülkelerin tarımla ilgili uyguladığı politikalar. Tokat maalesef örtü altı tarımda yeterli değil. Şu anda Tokat’ta 800 dönüm civarında örtü altımız var. Bunun en az yüz katı hatta bin katı örtü altı olması lazım. Çünkü artık iklimler bozuldu, atmosfer bozuldu. Bunlardan dolayı da hava olayları, yağışlar hiç beklemediğimiz şekilde yaşanabiliyor. Bunlardan da bitkiler çok fazla etkilenebiliyor. Bunun için de ürünü muhafaza etmemiz lazım, planlı ve doğru üretim yapmamız lazım. Toplulaştırma ve sözleşmeli çiftçilikteki amacımız da bu. İşin bu aşamasını halletmeden ikinci aşamaya geçemeyiz. İkinci aşama da tarımsal sanayi. Tarımsal sanayide de rezervleri oluşturduktan sonra da arkadaşlara diyeceğiz ki gelin kurutma tesisi, konserve tesisi, salça tesisi, hazır gıda tesisi açın diyeceğiz. Yani ürünleri ürettikten sonra tarımsal sanayi ile tüketiciye sunacak noktaya getireceğiz. Bu şekilde ürünlerin hem yurt içinde hem yurt dışında pazarlamasını yapacağız. Pazarlamayı da daha sağlıklı yapabilmemiz için Tokat’ıntak bir markası olması için çalışacağız. Bu marka örneğin TOKTAT olabilir. Bunun da başvurusunu yaptık. Yani herkes bir marka için üretim yapacak. 10 tane markayı ulusal pazarda tanıtmak çok zolur ama böyle tek bir marka ile çıkarsak hem daha güvenilir hem de daha kolay tanınır oluruz”

“BİZİM SORUNUZ KENDİ İÇİMİZDE”

Başkan Çelik, şehri kalkındırma planları yaparken Tokat’taganize etmekte zorluk yaşadıklarını belirterek; “Bizim sorunuz kendi içimizde yani Tokat’ta. Bakın biz Almanya’ya, Belçika’ya gittik. Oralarda görüşmeler yaptık. önümüzdeki dönemde de Belarus’a, Ukrayna’ya, Moskova’ya gideceğiz. Ayrıca 7 tane Arap ülkesiyle bir OKA projesi yapıyoruz. Oralara gidip yine sunumlar yapacağız. Yeter ki doğru üretim yapalım. Bütün sıkıntı burayıganize etmek. Hem Avrupa hem Arap ülkeleriyle aynı anda çalışmak istememizin amacı da herhangi bir ülkeyle yaşanabilecek olası bir kriz durumunda diğer ülkelere rahatça yönelmek istememizdir. Yani biz her ihtimale karşı üçlü bir ihracat ayağı oluşturacağız.  Bu ülkelerden biriyle sorun yaşarsak, diğerleriyle ihracatımız devam edebilsin diye böyle bir politika izliyoruz. Bu şekilde de riski en aza indirerek yapmış olduğumuz işi daha sağlam temeller üzerine oturtacağız. Biz TSO olarak, şimdiden tedbir alıp çiftçimizi ve sanayicimizi olası bir krizden korumak amacındayız” diye konuştu.

“BİZ KURUMLARI KURUMLARLA MUHATAP ETMEK İSTİYORUZ”

Çelik kooperatifçiliğe verdiği önemi de şöyle anlattı; “Bizim göreve geldiğimizden sonraki ilk yaptığımız şey, Tarım Müdürlüğü ile beraber bir kooperatifçilik çalıştayı yapmak oldu. Kooperatifçilik gerçekten çok önemli. Ben bunu çok önemsiyorum. Çünkü bu çağda insanlar şahıslarla muhatap olsun istemiyoruz. Şahıslarla yapacağız anlaşmaların çok fazla bir ciddiyeti olmuyor. Biz kurumları kurumlarla muhatap etmek istiyoruz. Bu işi kooperatifçilik ile yürütmek istememizin temel nedeni budur. Öte yandan Tokat’ta tarım çok dağılmış durumda. Dağınık olan tarım arazilerini kooperatif ile toparlayabilirsek daha profesyonel, daha ciddi, daha ucuz bir üretim olacak. Bu da çiftçi açısından sağlıklı bir gelişme olacak. Ben şunun da altını çizmek istiyorum; Tokat’ta şu anda çok düzgün çalışan kooperatifler var. Bunun dışında birliklerin de altında çizmekte fayda var. Tokat’taki birlikler gerçekten çok güzel işler yapıyor. Damızlık Sığır ve Manda Üreticileri Birliği,  Koyun Keçi Üreticileri Birliği, Arıcılar Birliği, Süt Üreticileri Birliği gibi birlikler şu anda bu bölgenin en güzel projelerini yapıyorlar. Arıcılar Birliğinin bir DOKAP projesi var. Koyun Keçi Üreticileri Birliğinin yeni açtığı baya büyük bir tesis var. Damızlık Sığır ve Manda Üreticileri Birliğinin yine ciddi çalışmaları var. Eskiden bu tip birlikler sadece üyelerinden aidat toplardı, başka da bir şey yapmazlardı. Şu an direkt üretimin içerisine giriyorlar. Bu da şehrin ekonomisine trilyonlarca katkı sağlıyor. Çevre illerdeki birlikler bu tür çalışmalar yapamıyor. Biz eskiye kıyasla şu an çevre illerden çok daha iyiyiz. Mesela Çorum TSO yönetimi bize, Tokat’ta yapılan çalışmaları hayranlıkla izlediklerini aktardı. Eskiden biz onları izlerdik. Ama enteresandır ki bundan da ciddi anlamda rahatsızlık duyan bir kesim var. Tabi bu çok da önemli değil. Bizim bir çizgimiz var, bir yol haritamız var. Sabah kalkıp bugün kim ne demiş ne yapmış onları okuyup da biz ona göre cevap vermeye kalkarsak işimizi de yapamayız. Geçmişte bu böyle olmuş. Bizim daha önceden yapmış olduğumuz program ne ise plan dahilinde bir takım çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Yolumuzdan, işimizden hiçbir şekilde hiçbir zaman dönmeyeceğiz hiçbir sürtüşme ve çekişmenin içerisine de girmeyeceğiz”

 

 

TURİZM ÇALIŞTAYI

Tokat’ın turizmini canlandırmak için turizm çalıştayı yapmayı planladıklarını söyleyen Başkan Çelik, Tokat’ın bu konuda alt yapı sıkıntısı çektiğini söyledi ve ekledi; “Biz bu sıkıntıyı en yakın Kurban Bayramında yaşadık. İl ve yurt dışında yaşayan Tokatlı vatandaşlar Tokat’a geldi. Ballıca mağarası trafik sıkıntısı yaşandı. Almus tam bir çeşme keş bir durum oldu. Şehir içerisine dubalar çakıldı. Almus’un trafiği kilitlendi. Yani bizim hiçbir noktadaki alt yapımız, bırakın ciddi anlamda bir turist akınını Tokat’a maruz bırakmayı  küçük bir hareketlilikte bile stop veriyor. Uzun gölde 4 bin 500 yatak varken Tokat genelinde 2 bin tane yatak var. biz yarın buyurun hadi Tokat’a gelin  deyip insanları çağırmaya kalksak burada onları yatırabileceğimiz yerimiz yok, keyifle gezdirebileceğimiz restorasyonlarımız yok, bugün ki hali ile Sulusokağı nasıl gezdireceğiz? Yani her şey iç içe karma karışık. Daha derli toplu nostaljik birtam yaratmamız lazım. O eserlere hepsinin hikayesini yazmamız lazım. Bunları insanlara anlatacak rehberler oluşturmamız lazım. Tokat’a gelenlere Tokat’ın yöresel lezzetlerini onlara tattırmamız lazım. Bir Tokat kebabını biz bile on farlı yerde on farklı şekilde yiyoruz. Kendi değerlerimize sahip çıkmamız lazım. Bir Taşhan’ı icat ettik yaptık amaada da bir sürü Çin malı malzemeler var. Biz yöresel ürünleri sunmayı, yöresel lezzetleri sunmayı bilmiyoruz, tarihi eserlerimize bir derinlik veremiyoruz. Şuan o noktada son derece sıkıntıdayız. Bunu tarımda yapmaya çalıştığımız gibi turizmde de paydaşlarını oluşturacağız. Ben çok önem veriyorum  gönüllü paydaşlara. Mesela yöresel ürünlerle ilgili bir dernek var. Orada çok sayıda genç hanımefendi ve beyefendi arkadaşımız bir çaba içerisinde. Aslında bu işin dışında ki şahıslar bu işlere iştahlı ve gayretli de ama onlarında önlerini açan bir mekanizma yok. Hep böyle kapatıyoruz”

“SON NESLE SAHİP ÇIKMAZSAK DEĞERLERİMİZİ KAYBEDECEĞİZ”

Çelik, turizm çalıştayının amacını da şu sözlerle açıkladı; “Biz bu konu ile alakalı olarak turizm çalıştayında bu yapmış oldukları ürünleri daha sağlıklı şartlarda nasıl yapabilir ve satış yapabilirler bunları da konuşacağız. Gökmedrese şuanda tadilatta belkiası, belki Taşhan yeniden düzenlenir yada Sulusokak’taki konaklardan birimi olur bilmiyorum ama biz bunlardan bir tanesini turistlerin görmek istediği şekilde hem üretiminin hem de satışının bir arada olduğu şekilde olması için destek olacağız. Bununla ilgili görüşüyoruz sürekli irtibat halindeyiz. Ben o ekiple çok güzel işler başaracağımızı ve yapacağımızı düşünüyorum. Çünkü iyi bir ekip. Bu ekibe biz sahip çıkmaz isek son nesil olduğu için önemli. Bu nesle sahip çıkmazsak sahip olduğumuz değerleri kaybedeceğiz. Birde böyle bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Ben Tokat’ın turizm açısından da önünün çok açık olduğunu düşünüyorum. Şu anda anıtlar kurulunun tescillediği tarihi eser vasfında değerlendirdiği bina ve yer sayısı 100 binin üzerinde. Türkiye’de tarihi eser yoğunluğu açısından en fazla esere sahip olan iliz. Coğrafi şekiller bakımından da en fazla böyle coğrafi değişikliği olan ve Türkiye’de en fazla yaylası olan 192 tane yaylamız var. 560 tane meramız var. Bu kadar yaylanın olduğu bir şehirde yayla turizmi yok. Türkiye’nin en güzel yaylaları buradadır. Sadece bir yaylamız Karadeniz Bölgesi’ndeki bütün yaylalar kadar. Biz buralar ile ilgili de çalışmalar yaptık. Bakan beye yazıyı götürdük. Turizm alanı olarak ilan edilmişti daha önce, şuan 1bölü 25’lik planlarına başladılar. Bunlar bittikten sonra yabancı yatırımcı filan bularak buralarda çim kayağı dahil, yaylada yapılabilecek her türlü sosyal etkinliklerin yapılmasını sağlayacağız. Güçlü ve sağlam festivaller düzenleyeceğiz. Tokat’ı biraz daha güçlü bir şekilde temsil etmeye çalışacağız. Ama Tokat’ın da biz nelerimizi ön plana çıkaracağız kararını vermesi lazım. mesela biz iki tane caminin peşine düşmüşüz. İnsanlar cami görmek isterse Ayasofya’yı görür veya Urfa’ya gider. Bizim camilerimiz de çok güzel ama sıradan rutin klasik Osmanlı veya Selçuklu mimarisi, çok ekstra bir şey yok. bizim ekstra tarihi mekanları insanlara göstermemiz lazım. bunlarda ney Hubyar bana göre burası çok önemli. Bugün Hacı Bektaş’a yılda 1,5 2 milyon insan gidiyorsa biz Hubyar’a her yıl 200-300 bin insanı çekebilmemiz lazım. Çok önemli bir inanç merkezi. Ama şuan doğru dürüst yolu filan bile yok. insanlarınaya gidip uygun bir şekilde ziyaretlerini yapabilecekleri mekanlar yok. ben Tokat’tan ayrılmış gayri Müslimlerle de irtibat halindeyim. Geçmişte onların Kilise olarak kullandıkları mekanların onarım ve restorasyonunun yapılıp her yıl Tokat’ta belirli bir günde onları çağırıp burada güzel bir şekilde geçmişle bağlarını koparmadan yapmamız lazım. yani onları tekrar şehre kazandırmamız lazım. buradan giden değerleri yeniden Tokat’la barıştırmamız lazım. sadece onlar değil biz Almanya’da İstanbul’da insanlarla konuşuyoruz, “neden Tokat’a gelmiyorsunuz? Çocuklarınızı alın ve daha sık gelin” diyoruz. Tokat’ta bizi cezp edecek bir şey yok diyorlar. Bir otelin odasına da tıkışmak istemiyorlar. “Güzel keyif alacağımız yayla evleri filan yapın biz Abant’a Uzungöl’e gitmeyelim Tokat’a gelelim” diyorlar. Bizim kendi insanımızı bile ağırlayacak, cezp edecek imkanlarıtamları oluşturabilmiş değiliz.  Ama bunların hepsini oluşturacağız. Tane tane tespit ettik çıkarttık. Yöresel ürünlerle alakalı Türkiye’de bu işin sunumunu en iyi yapan bilim adamlarını buraya çağırıp buradaki amatör arkadaşlarımızla buluşturup her şeyle ilgili ayrı ayrı toplantılar ayarlayacağız. Orada ne yapabiliriziada konuşup çözüm bulmamız lazım. Ticaret Odası buganizasyonları yapması lazım. biz önümüzdeki süreçte Tokat’ın değerlerinin ulusal basında, bilim dünyasında bir takım profesyoneller tarafından bunları Tokat’a davet edip çağırıp bu alanlarda ciddi çalışmalar yapmamız lazım. Tokat’ı ve değerlerini tanıtacak çalışmalar yapmamız lazım”

“VEKİLLERİMİZ HAVAALANI İÇİN ÇOK ÇALIŞIYOR”

Tokat milletvekillerinin havaalanına uçak inmesi için çok çalıştığını belirten Çelik; “Ülke ekonomik kriz yaşıyolmasına rağmen bütün gücümüzle bütün imkanlarımızla bakanlara yükleniyoruz. Bu anlamda hem iktidar hem muhalefet yoğun bir şekilde Ankara’da sürekli ilgili bakanlarla görüşüyorlar. Bütçe yok deseler bile diyoruz ki en azından ihale edin başlayalım 3 trilyon 5 trilyon bir bütçe koyun, bizim derdimiz şu; biz başlayalım başladıktan sonra bitecektir. Bir sıkıntı veya aksilik olmazsa sanırım Havaalanı 2020’nin en geç Haziran ayında hizmete girecek. Fazla bir zaman kalmadı. Bu bizim için ciddi bir sıkıntıydı. Tokat milletvekillerinin Tokat havaalanına yarın uçak insin diye yoğun bir şekilde çalıştıklarını biliyorum. Sıkıntı Tokat’a inebilecek küçük uçakların hepsi satıldı veya firma sahipleri tarafından başka yerlere kiralandı. O yüzden hali hazırda uçağımız yok. Ama bu önümüzdeki günlerde sürpriz bir şeyler de olabilir”

“VALİMİZİN TOKAT İÇİN BİR ŞANS OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Tokat’ın Yeni Valisi Ozan Balcı ve GOÜ’nün Yeni Rektörü Bünyamin Şahin ile ilgili görüşlerini de ileten Çelik; “Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Bünyamin Şahin’in bu şehre büyük değer katacağını düşünüyorum. Çok üretken yapıcı çalışkan mizaçları var. Mustafa Şahin Bey de şehir için fena hizmetler yapmadı ama biraz böyle şehre ve topluma kapalı yapısı vardı. Ama Bünyamin Hocam dışarıya açık bir insan. Üniversitelerin dışarıya açık olması çok önemli. Şehirle entegre olması, tarımla, sanayi ile entegre olması işin başındaki insanın kişilik yapısı neyse o kurumda ona göre pozisyon alıyor. Ben bu anlamda önümüzdeki süreçte üniversitenin de bu şehre büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Valimizin Tokat için büyük bir şans ve değer olduğunu ve bu şehrinde sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Tokat’a gelen insanlara saçma sapan eleştiriler getiriyoruz onlarda şehre bir şey yapmayacağım diykim kaybediybiz kaybediyoruz” dedi.

“GEÇMİŞTE BİZ PARA İÇİN, KOLTUK İÇİN, SİYASET İÇİN KİMSEYİ SATMADIK”

Kendini ön plana çıkarttığını ve bu değişimi kendine amaç misyon edindiğini bunu öyle veya böyle sağlayacağını söyleyen Ali Çelik, “Birileri bizim için uçuykaçıydediği zaman biz uçmuyoruz. Benim en büyük avantajım Tokat’ta herkes beni tanıyor. Geçmişimizi, işimizi, zaafımızın ne olduğunu, artılarımızı hem biz biliyoruz hem de toplum biliyor. Kimsenin bir şey yapmasına veya yazmasına gerek yok. Bu dönüşümü ben sağladım. Başka birinin sağlama şansı yok. Benim altımda bir şey bulamazlar. Hiç kimse bu kadar yürekli cesur, hadi hodri meydan, sizinle her şekilde her yerde karşı karşıya gelirim diyemez. Ben kendimi biliyorum. Geçmişte biz hiç böyle para için, koltuk için, siyaset için kimseyi satmadık. Böyle kuruşa göz dikmedik. Bizim altımızda bir şey bulamazlar. Birilerine sataşıyorlar. Onlarda “geçmişte böyle bir şey yapmıştım ya bunu açığa çıkarırlarsa” diye düşünüyorlardı ve susuyordu korkuyordu. Bizde öyle bir şey bulamayacakları için özellikle ben kendimi daha ön plana çıkartmaya çalışıyorum. Bunu çözebileceksem ben çözeceğim. Bana göre şehrin en doğru ve en güzel yapabileceği şey de bu. Bu işi çözersek her şeyi çözeriz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
E-GAZETE TÜMÜ
aydem
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3493+59
2Fenerbahçe3489+58
3Trabzonspor3558+13
4Beşiktaş3554+6
5Başakşehir FK3452+7
6Alanyaspor3549+3
7Kasımpaşa3449-3
8Çaykur Rizespor3549-7
9Sivasspor3448-4
10Antalyaspor3445-3
11Adana Demirspor3544+3
12Samsunspor3542-5
13Kayserispor3541-9
14MKE Ankaragücü3539-3
15Fatih Karagümrük3537-2
16Konyaspor3436-14
17Gaziantep FK3434-15
18Hatayspor3433-10
19Pendikspor3430-32
20İstanbulspor3516-42