Kidef Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ve Kaşit Derneği Genel Başkanı Mahmut Somuncu, yetkililerin destek vermesi halinde kamuda çalışan 467 bin işçinin bu güne kadarki tüm hak kayıplarını bundan sonra yaşamayacaklarını söyledi.
Somuncu yaptığı açıklamada, Taşeron İşçilerin temsilcileri olan biz Dernekler, Statü ve İş garantisine sağlanması için Devletimizi, Kurumlarımızı zora sokacak şekilde değil tam aksine elini kuvvetlendirecek ve kar edecek şekilde proje üretmiştir. Siz değerli büyüklerimizin destek vermeleri halinde kamuda çalışan 467bin işçimiz bu güne kadarki tüm hak kayıplarını bundan sonra yaşamayacak.dedi.
4857 Sayılı İş Kanunu 2. maddeye göre; asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanamayacağını veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamayacağını hatırlatarak, şunları kaydetti. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez. İbarelerine istinaden Kamu İşçi Dernekleri Federasyonu-İşçi Dernekleri Federasyonu ve Taşeron İşçi Dernekleri Federasyonları temsilcileriyle beraber 29-30 Kasım tarihlerinde Ankarada ziyaretlerde bulunduk.
Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyeleri AK Parti-CHP ve MHP Milletvekillerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Genel Müdür Yardımcısı ve Müsteşar Namık ATA ve ilgili birimleri ziyaret ederek hazırladığımız kamu ile sözleşme projemizi verdik. ÇSGB Sn. Faruk ÇELİK`LE telefondan görüşsek işçilerin sorunlarının çözümüne vesile olacak projeyi kendisine anlattık ve il dışı programından dolayı özel kalem müdürlüğüne verdik.
En önemli ve çözülmesi geren tek sorunumuz Statümüzün ve İş garantimizin olmayışıdır.
4857 sayılı İş Kanunun da İşçilerin özlük hakları ilgili maddeler detayları ile anlatılmıştır. Fakat uygulama ve denetim eksikliğinden dolayı yasal haklarımızdan bu güne kadar faydalanamadık. Gerek üst işverenimiz olan Kurumlar ve gerekse Alt işveren olan Taşeron firmalar arasında uyuşmazlıklar ve yasal boşluklar yüzünden ezilen her zaman Taşeron İşçiler olmuştur.
Taşeron İşçilerin temsilcileri olan biz Dernekler, Statü ve İş garantisine sağlanması için Devletimizi, Kurumlarımızı zora sokacak şekilde değil tam aksine elini kuvvetlendirecek ve kar edecek şekilde proje üretmiştir. Siz değerli büyüklerimizin destek vermeleri halinde kamuda çalışan 467bin işçimiz bu güne kadarki tüm hak kayıplarını bundan sonra yaşamayacak.
4857 Sayılı İş Kanunu 2. maddeye göre; Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.
Bu ve buna benzer diğer maddelere istinaden Derneklerin ÇSGB istediği İş Teftiş Kurulu Müfettişlerinin hazırladığı rapda asıl işverenimizin Kurum olduğunu onaylamıştır. Müfettiş raporuna istinaden başlatılan yargı yolu ise asıl işveren kurum olduğunu beyan ederek karar vermiştir. Bu da demek oluyki asıl işverenimiz Taşeron Firma değil çalıştığımız kurumdur.
Mahkemenin işçi meselesinde kabul ve muhatap olarak Taşeron Firmayı değil Kurumu alması ispatıdır. Kıdem Tazminatı Mesai Yol Yemek Yılız İzin hakları gibi mahrum edilen tüm özlük haklarının karşılığı olan parayı yasal faizi ile beraber Taşeron Firmadan değil Kurumdan tahsil etmesi de asıl işverenimiz kurum olduğunu doğrulamaktadır.
Bu da demektir ki Taşeron Firmaların burada ki rolü sadece ihaleye girmek ve işçi üzerinden para kazanmaktır.
Hazırladığımız çalışmamızda Devletimiz kazanacak İşçimizde kazanacaktır.
Taşeron İşçilerin İş Garantisi ve Statü sorunu için hazırlanan proje;
Dernek başkanları olarak illerimizde saymanlıklara ve gerekli birimlere yaptırdığımız hesaplama sonucundataya çıkan rakam karşısında şaşkına döndük.
Kamuda asgari ücretle çalışan bir taşeron işçinin Devlete maliyeti 1.490 TL dir. Teknik birim veya vasıflı çalışanların Kamu İhale Kurumuna göre maliyetleri 2,500 v 3,000 TL arası değişmekte. 1490 TLtalama aldığımız hesaptır.
Hesaptada: Ortalama maaşımız 800TL. SSK Primi kesintiler ile beraber 1.300 TL.
Bir İşçi Maliyeti : 1.490 TL
Maaş + SSK : 1.300 TL
190 TL
Aradaki 190 TL fark işçinin cebine girmiyorsa veya Devletin kasasında kalmıyorsa bu para kimin cebine giriyor?
Dernekler olarak diyoruz ki; arada ki 190 TL fark Devletimizin kasasında kalsın. Bizler aynı maaş ve aynı şartlarda TAŞERON FİRMALARI ARADAN KALDIRIP KURUMUN KENDİSİ İLE SÖZLEŞME İMZALAYALIM ve Devletimiz 467bin işçi üzerinden her ay 190 TL kar etsin. Biz işler de en azından İş garantisi ve Statüye kavuşmuş olalım.
Devlet Taşeron Firmaları aradan kaldırıp Kurum ile sözleşme imzalatırsa;
Toplam İşçi :467bin
Aylık bir işçi karı : 190 TL * 1 ay : 88.730.00 milyon (Eski para 88,5 Trilyon) kar etmiş olacak.
Aylık karın 88.730.00 TL olduğunu düşünerek yıllık karı;
Aylık kar : 88.730.00 * 12 ay : 1.064.760.000 milyar (Eski para 1 Katrilyon) yıllık kar etmiş olacak
Hesaptada. Taşeron işçilerin sorunlarına karşı çözüm önerisi bu. Sadece gerekli birkaç düzenleme ile Kamunun kendisi sözleşmelerimizi onaylayacak. Bu uygulama hayata geçerse İş garantisi ve statü kazanarak tüm özlük haklarımıza kavuşmuş olacağız.
