Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi bünyesinde taşeron olarak çalışmakta iken KHK ile kadroya geçen hasta bakıcılar, temizlik görevlileri, güvenlik görevlileri, teknisyenler, büro hizmetleri görevlilerinin İLK TOPLU İŞ SÖZLMEŞMELERİ yapılacak.
REKTÖR, İŞVEREN SENDİKASINA YETKİ VERDİ
2020 yılı Kasım ayı itibariyle 60 gün içinde yapılması beklenen TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE bir tarafta İş Veren olarak Hastane Yönetimi, diğer tarafta İŞÇİLERİ temsilen işçilerin üyesi oldukları ÖZ SAĞLIK İŞ Sendikası Yetkilileri masaya oturacaktı. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bünyamin Şahin, işçi sendikası ile birebir masaya oturmaktan ziyade İŞVERENİ temsil etmek üzere Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS)’na üye olarak görüşme yetkisini bu sendikaya bıraktı.
İŞÇİ SENDİKASINDAN SİTEM VAR
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi bünyesinde yaklaşık 900 işçinin beklediği İLK TOPLU SÖZLEŞMEDE masaya Rektör Prof. Dr. Bünyamin Şahin ve Yönetiminin oturmasını beklerken, İŞVEREN SENDİKASI TÜHİS Yetkililerinin oturacak olması, Öz Sağlık İş Sendikası Yetkililerinin sitemlerine, üzüntülerine vesile oldu.
TOKAT’TA BASIN AÇIKLAMASINDA BULUNULDU
Geride bıraktığımız hafta Cuma günü Öz Sağlık İş Sendikası Genel Sekreteri Halit Kayalı, Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Doğan Ankara’dan Tokat’a geldiler. Hak İş’e bağlı sendikalardan olan Öz Sağlık İş Sendikası’nın Yetkililerini Tokat’ta Hak İş Tokat İl Başkanı Resul Demir, Öz Sağlık İş Sendikası Tokat İl Başkanı Faruk Çevik, iş yeri hastane baştemsilcisi Gökhan Öksel ile Fikret Eyimaya karşıladılar. Basın açıklamasında bulundular ve konuyu kamuoyunun vicdanına havale ettiler.
Öz Sağlık İş Sendikası Genel Sekreteri Halit Kayalı basın açıklamasında Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde özellikle pandemi döneminde canhıraş bir şekilde çalışmakta olan sağlık çalışanlarının İLK TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ ile ilgili şu bilgileri aktardı:
“Bugün burada üniversite hastanesi çalışanlarımızın toplu iş görüşmeleri süreci için bulunuyoruz. Maskelerimizin altından görülmese de pek fazla gülümseyemiyoruz. Sevgili Rektörümüz Prof. Dr. Bünyamin Şahin’e karşı üzüntülerimizi dile getirmek için geldik. Sevgili hocamın aslında bu toplu iş sözleşmesi sürecinde kendi sağlık çalışanlarının müzakeresini heyetiyle beraber masada sendikamızla müzakere etmesini arzu ediyorduk, bekliyorduk. Fakat geldiğimiz noktada maalesef müzakere edilemedi. Toplu iş sözleşmesi içinde bu işçi arkadaşlarımızın sorun ve problemlerini ne şekilde giderebiliriz, ekonomik durumlarını nasıl düzeltebiliriz, çalışma şartlarını nasıl düzeltebiliriz diye konuşamadık. Bunları üniversite heyetiyle, sn. Rektörümüzle ya da onun görevlendireceği bir heyetle bir masa etrafında yasanın bize öngördüğü 60 günlük süreç içinde müzakere ederek, karşılıklı konuşarak en iyi noktaya getirme şansımız vardı. Maalesef işverenimizin tüm çağrılarımıza rağmen müzakere masasına gelmemesi ve bu müzakere hakkını, işçiler adına söz sarf etme hakkını, yetkisini bir İŞVEREN Sendikasına devretmeleri neticesinde artık muhatabımız Ankara’da kurulu olan İŞVEREN sendikasıdır.
Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Sayın Rektörümüz elbette ki bir işveren sendikasına üye olma hakkına sahiptir, tıpkı sağlık çalışanlarının bir işçi sendikasına üye olma hakkı Anayasal güvence altında olduğuna göre işverenin de bir işveren sendikasına üye olma hakkı elbette vardır. Ancak şunu da belirtmek gerekiyor, hastanede çalışan sağlık işçilerini aylardır balkonlardan alkışlıyoruz. Onlara takdirlerimizi sunuyor, müteşekkiriz diyoruz. Canımız onlara emanet, mesai mefhumu tanımadan çalışıyorlar diyoruz. Medyaya yansıyan haberleri, çocuklarından ayrı kalan sağlıkçıları hep beraber izliyoruz. Günler boyu iş yerlerinden ayrılmadan gönülden hizmet vermeye çalışan sağlık çalışanlarını hep beraber takdir ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun, bunun mihmandarı. Ama her gün alkışladığımız o sağlık çalışanlarının haklarını masada müzakereye sıra geldiğinde neden o alkışladığımız sağlık çalışanlarından kaçıp masaya gelmeyip, bu yetkiyi bir İŞVEREN sendikasına devrediyoruz? Bunu anlamış değiliz.
Altını tekrar kalınca çiziyorum, elbet bir işveren sendikasına üye olma hakkına sahipler. Ama şunu da soruyorum, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde çalışan işçilerin işyerinde çalışma şartlarını, problemlerini, üniversite hastanesinin Başhekimi, Müdürü, İdari Mali İşler Müdürü, sayın Rektörümüzün kendisi, Rektör Yardımcıları, hasılı tüm idari yetkililer bir araya gelip birlikte düşünürsek bunlar mı daha iyi bilir, yoksa GOP. Üniversitesinin ismi dışında, tabelası dışında, o iş yerine hiç uğramamız,adaki çalışma şartlarını hiç bilmeyen, Ankara’da kurulu İşveren sendikası mı daha iyi bilir? Buraya odaklanmalıyız.
Bu vesile ile sevgili Rektörümüz Bünyamin beye her türlü ısrar ve yazışmamıza rağmen bu yetkiyi İşveren sendikasına verdiğinden dolayı büyük bir üzüntü yaşadığımızı ve şok olduğumuzu söylemek istiyorum. Çünkü Bünyamin beyin ben sağlık çalışanlarına hassasiyetini de bilen biriyim. Şahsen kendisini de tanıyorum, hiç beklediğimiz bir sonuç.
Bu aşamadan sonra olacak şudur. İşveren’in uhdesinden çıkan bu konu artık İşveren sendikasının uhdesindedir. Ankara’da işveren sendikası ile işçi sendikası masaya oturacaktır. Toplu sözleşme Ankara’da bağıtlanacaktır. Masaya müzakereye gelmeyen sendika durumuna düşürülmek istemiyoruz. Bu asla doğru değil. Gerekli her türlü yazışma yapıldı yasa ve mevzuat doğrultusunda. İki defa Tokat’a geldim, üniversite yetkilileri ile görüştük. Birebir görüşmeler oldu İl Başkanımız görüştü ama maalesef 60 günlük süreç tükendi, masada bağıtlanacak artık. İnşallah işveren sendikası ile sözleşmetaya çıktığında üniversite yetkililerimiz ellerine alıp o sözleşmeye baktıklarında vicdani olarak ‘evet, sağlık çalışanlarımızın hak ettiğini aldığını düşünüyorum.’ diyebilirler. Keşke burada müzakere edebilseydik. Daha iyi sonuçlar elde etseydik. Hukuk zemininde ama vicdani olarak da masaya yatırsaydık. Buna ulaşamadık, bundan dolayı üzüntülüyüz. Ben bunu Tokat kamuoyunun vicdanına, onların takdirine sunuyorum.”
