Tokat’ta yaşayan 24 yaşındaki Rabiye Demirkol, yaşadığı amansız hastalık nedeniyle kendisine uzanacak yardım eli bekliyor. Beyninde sıvı toplanması hastalığı sonucu 6 ameliyat geçiren Rabia Demirkol, tedavisi için yetkilile

Tokat’ta yaşayan  24 yaşındaki Rabiye Demirkol, yaşadığı amansız hastalık nedeniyle kendisine uzanacak yardım eli bekliyor.

  Demirkol, 2009 yılında Trakya Üniversitesi Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gümrük İşletme bölümünü kazandı. Eğitimini sürdüren Demirkol, bir süre sonra unutkanlık ve baş ağrısı sorunu yaşayınca burada gittiği hastanede, beyninde sıvı büyümesi olduğunu öğrendi. Doktorların acil ameliyat olmasını belirtmesi üzerine Demirkol, tedavi için memleketi Tokat`a geldi. Burada Recep Yazıcıoğlu Devlet Hastanesi`nde ameliyat edilen Demirkol`un beynine artan sıvıyı deri altına göndermeyi sağlayan şant takıldı. Ameliyatın ardından bir süre eğitimini sürdüren Demirkol, okulu bırakarak 2011 yılı Haziran ayında Tokat`ta oturan Fatih Demirkol ile evlendi. Evliliğinin ardından 9 ay sonra 1.5 aylık hamile iken eşi tarafından terk edilen Demirkol, gebeliğinden dolayı tekrar sağlık sorunu yaşamaya başladı. Babası Yunis Mert`in evine sığınan Demirkol, hamileliğinin 7`nci ayında ailesi tarafından Tokat Devlet Hastanesi`ne götürüldü. Burada müşahede altında tutulan Demirkol için doktorlar, anne karnındaki çocuğun hareketinden dolayı beynindeki şantı zorladığını öne sürerek ameliyat önerdi.

SERİ AMELİYATLAR GEÇİRDİ

Devlet Hastanesi`nin sevk ettiği Rabiye Demirkol, Eylül 2012`de Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi`ne götürüldü. Burada hem bebeği hem de anneyi yaşatmak 20 günde 5 ameliyat geçiren Demirkol, sağlığına kavuşamadı. Tedavi sürecinde bebeği sezaryenle alındı. Daha sonra 2 Ekim 2012`de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesine sevk edilen Demirkol`un başındaki şant değiştirilerek taburcu edildi. Önceleri yürüyebilen ve konuşabilen Demirkol, geçirdiği son ameliyat ardından hareket edemez ve konuşamaz hale geldi.

Rabiye Demirtol`un erkek kardeşi 22 yaşındaki Salih Mert, ablasının ameliyat olması gerektiği söylendikten sonra Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi`ne götürdüklerini belirterek şunları anlattı:

``Ablam hamileydi. Bebeğin başındaki şanta baskı yaptığı söylendi. Doktorlar, `Çocuğu alırsak yaşatamayız, lokal anestezi ile şantı değiştirelim çocuk dursun. Böyle deneyelim, bir sıkıntı olmazsa müşahede altında tutarız, sonra çocuğu aldıktan sonra şantı yeniden çalıştırmazsa değiştiririz` dedi. Biz de kabul ettik ve şantı lokal anestezi ile değiştirdiler. İlk başta şant çalıştı ve ablamım durumu gayet iyiydi. Hastaneden çıktık eve geldik. Sonra ikinci gün tekrar rahatsızlandı. Hastaneye götürdük. Burada, `Şant yine çalışmıyor, tıkanma yapmış` dediler. Tekrar ameliyata aldıktan sonra `Şantın ucunu dışarıya bırakacağız, çocuk tıkamasın. Böylece çocuk biraz daha büyümüş olur, çocuğu alırız ve şantı içeri sokar hiç bir sorun kalmaz` dediler. Kabul ettik ve ameliyatla şantın ucu dışarı çıkartıldı. 10 gün boyunca şantın ucu dışarıda kaldı ve ablamın durumu iyiydi. Daha sonra tekrar kötüleşmeye başladı. Şant yine çalışmayınca doktorlar bu kez `Çocuğu alacağız, şantı değiştireceğiz` dedi. Çocuk sezaryenle alındı ve kuvöze koyuldu. Şantı içeri almak için tekrar ameliyata alındı ve ameliyat 3 saat sürdü. Ablam ameliyattan çıktıktan sonra baygın ve kötü bir haldeydi. Aynı akşam doktorlar geldi, film çektikten sonra, `Şant çalışmıyacil ameliyata alacağız` dediler. Aynı gün sabah ve akşam ameliyata girdi. Şantı taktılar, ablamın durumunda hiç bir gelişme olmadı. Şant yine çalışmadı. Ondan sonra doktorla konuştuk. Dokttedaviye cevap alamadığını söyleyerek sevk etmek istedi ve biz de kabul ettik.``

KAFASINDAKİ ŞANT DEĞİŞTİRİLDİ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesine sevk edilen ablasının kafasındaki şantın değiştirildikten sonra taburcu edildiğini belirten Salih Mert, ``Şant değiştirme ameliyatı oldu, 10 günde serviste kaldı. Ankara`dan 25 gün sonra ayrılıp Tokat`a geldik. Hastamızdan artık hiç bir şekilde cevap alamıyoruz. Konuşamıyor, hareket edemiyor. Daha önce zorda olsa konuşabiliyordu. Ama son günlerde hiçbir şekilde konuşamıyor. `Karnın acıktı mı, acıktıysan elimizi sık diyoruz` öyle cevap alıyoruz. Konuştuklarımızı anlıyama hiç bir şekilde cevap veremiyor`` diye konuştu.

ANKARA`YA GÖTÜRÜRKEN YÜRÜYORDU

Kızı Rabiye`nin Ankara`ya sevki sırasında iyi olduğunu ve yürüdüğünü belirten anne Suzan Mert ise, ``Konuşması kısıtlıydı. Ankara`ya gittikten sonra her şey bitti. Hiçbir işini yapamıyor. Kızımın 4 aylık oğlu Yağız Kayra`ya ben bakıyorum. Ben iş istemiyorum, para pul hiçbir şey istemiyorum. Ben sadece kızımın sadece tedavi olması için yetkililerden yardım istiyorum`` dedi