CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, TBMMde AKP Tokat Milletvekili Zeyid Aslanın küfürlü sözleriyle ilgili olarak, O sözün bittiği yerin gerektiği zaman nasıl bir karşılık bulacağını zaman içerisinde göreceksiniz dedi.
Sivasta düzenlenen bir programdan sonra Tokata gelen CHPli Genç, partililer tarafından il binası önünde çiçeklerle karşılandı. Karşılamanın ardından CHP Tokat İl Başkanı Duran Kum, yaptığı açıklamada CHP Tunceli Milletvekili Kamer Gençin Tokata gelmesi ve partilerini ziyaret etmesinden onur duyduklarını belirterek, Sayın Milletvekilimizin engin tecrübesi ve bilgisi ile Türkiye Cumhuriyetimizin ilelebet yaşamasıyla ilgili parlamentodaki çalışmalarını yakından biliyoruz. Kendilerini Anayasa Hukukçusu olmasından dolayı ayrıca kutluyorum. Sayın Milletvekilimizin Tokatlılar olarak, Ankaradaki, parlamentoda yaşanan sıkıntıdan ötürü çok üzüldüğümüzü belirtmek istiyorum. Ayrıca ileri demokrasi adı altında ülkemizdeki dikta rejim anlayışındaki Başbakanın, ananı da al git diyen bir Başbakanın üyesinin sayın Milletvekilimize karşı çok ağza alınmayacak kelimeler kullanması bizi derinden üzmüştür. Biz burada bütün annelerimizin ellerini öpmek istiyoruz. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki süreçte Türkiyede yaşayan bütün yurttaşlarımız ve annelerimiz gereğini yapacaktır dedi.
CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün ise yaptığı kısa açıklamada, parlamento çatısı altında birlikte çalışmaktan gerçekten onur duyduğum. Sayın Kamer Gençi bugün Tokatta ağırlamış olmanın onuruyla hepinizi selamlıyorum. Çok fazla şey söylemeyeceğim çünkü Kamer ağabeyin olduğu yerde başkalarına çok fazla söz düşmez, bunu sizler çok iyi biliyorsunuz diye konuştu.
Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Milletine, Bayrağına düşman bir kadro tarafından yönetiliyor.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise Türkiye gündemine ilişkin olarak yaptığı açıklamada bugün Türkiye iyi yönetilmiş olsaydı bizlerde böylesine yollara düşmeye gerek kalmayacağını ifade ederek, Bugün Türkiye öyle bir kadro tarafından yönetilmektedir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Milletine, Bayrağına düşman bir kadro tarafından yönetiliyor. Bunu her yerde söylüyoruz. O yöneticiler de bunu inkâr etmiyorlar zaten. Adamların tek hedefi Atatürkün kurduğu Cumhuriyeti yıkmak, Türkiyeyi bölmek, işte dikta bir yönetim altında Türkiyeyi yönetmek peşindeki kişiler. Tabi bu millet bu Cumhuriyetin bağımsızlığını canlarıyla, kan vererek, kan dökerek, İstiklal Savaşı vererek bu devleti kurdu. Nedense bu kişiler geldiler, o gün gizlediler bu niyetlerini, şimdi açıkça diyorlar, Türkiyeyi bölmek, Cumhuriyet rejimini yok etmek için her türlü çaba içindeler. Maalesef bu niyet basının büyük bir kesimi tarafından gizlenmekte, bunların başarıya ulaşması için çok büyük bir destek verilmektedir. Bunun da sebebi, birçok basın patronlarına devletin kaynakları peşkeş çekilmektedir ve bu Türkiyenin içinde bulunduğu sıkıntılar halktan gizlenmektedir. Onun için bir yolu kalıyor, Türkiyede Türkiye Cumhuriyetinin birliğinden, bütünlüğünden, Atatürkün kurduğu Cumhuriyetten yana olanlar, Türkiyenin ilerici bir devlet olarak yaşamasını isteyen herkesin, ülkenin parçalanmamasını isteyen herkesin, ay yıldızlı bayrağın bu memlekette dalgalanmasını isteyen herkesin, ülkeyi bu kadar hain düşüncelerle yöneten kişilere karşı, bunların gerçek düşüncelerini halka gidip söylemeleri lazımdı.
Bugün Türkiye ekonomisi ile çökertilmiştir, demokrasisi ile çökertilmiştir, karşı devrim yapılmıştır, karşı devrim mahkemeleri kurulmuştur, böyle bir durum içinde özellikle Tayyip Erdoğanın zaman zaman çok arzulu bir şekilde istediği bir kardeş kavgası çıkarılması için her türlü hileli yollara başvurulmakta, alt yapılar hazırlanmaktadır. İşte durup dururken kardeşçe, dostça yaşayan bu halk birden bire düşman kesildi. Meshep çatışması çıkarılmaya çalışılıyor, Türkiye bölünmeye çalışılıyor. Bu aşamada biz de herkese gidip düşüncemizi söyleyeceğiz, bu halk kendisi karar versin. Bizim en fazla sıkıntısını çektiğimiz halktan bir takım gerçekler gizleniyor. Ve halk bazı gerçekleri bilmiyor.
Türkiye maalesef bu ülkeye sadık insanlar tarafından yönetilmiyor. İşte Tayyip Erdoğan, tek hesap verme yeri olarak kendisine Amerikayı görüyor. İşte resmi rakamlara göre 51 kişi, resmi olmayan rakamlara göre 100ün üzerinde vatandaşımızın hunharca şehit edildiği bir ülkede aslında yas ilan edilmeliyken Tayyip Erdoğan sanki bu ülkenin Başbakanı değilmiş gibi çevresindeki karısını, çocuklarını, damatlarını aldı Amerikaya eğlenmeye gitti. Amerikaya hesap vermeye gitti. O bakımdan halkımızın bu gerçekleri görmesi lazım. Ülkemiz çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Ülkemizde parlamento diye bir parlamento yok. 326 tane AKP milletvekili var, bu 326 tane AKP milletvekili Tayyip Erdoğan kalkın diyor, kalkıyor, oturun diyoturuyor. Devletin bütün kaynaklarını bunlara peşkeş çektirdiler. Bakın biliyorsunuz, işte burada Cumhuriyet kurulduktan sonra, Devletin alın teri ile kurulan güzelim fabrikalar, çiftçiyi besleyen, tarımı güçlendiren bütün fabrikalar yok pahasına satıldı dedi.
Şeker Fabrikalarına mahsus masraf yapmıyorlar
Kit Komisyonunda Şeker Fabrikalarıyla ilgili denetleme yaptıklarını söyleyen Genç, Mahsus, bu Şeker Fabrikalarının modernizasyonu için en ufak bir masraf yapılmıyor. Çiftçinin pancar ekmesi için en ufak bir gayret sarf edilmiyor. Amerikanın Cargill şirketinin ayakta kalması için Türk çiftçisi öldürülüyor. İşteada bir rakam tespit ettik, 1 milyon 880 bin ton şeker pancarında fire çıkıyor. Bu nasıl çıkıyor? 11 senedir, Abdülkadir Aksunun kardeşi Şeker Fabrikalarının başında, hiçbir ciddi tedbir almıyor. Türkiyenin birçok yerinde, normal olarak Şeker pancarındaki fire yüzde 8,7 iken Güney Doğudaki fabrikalarda yüzde 35e çıkıyor. Bu ne demektir? Burada bir takım güçlü insanlar şeker pancarı vermediği halde getiriyfaturayı şeker pancarı verdim deyip, para alıyorlar. Güney Doğuda bu hükümet zamanında TEDAŞtan elektrik kullanıyor, parasını ödemiyor, yüzde 70 kayıp kaçak oluşuyor. Bu ne demektir? Buralarda devletin yok olması demektir.
Böylesi bir durumda bakıyorsunuz Akil adamlar çıkıyor. Nedir bunlar? Arkadaşlar 21 Martta Abdullah Öcalanın bir bildirisi açıklandı. Bu bildiri Öcalanın düşünceleri değildir. Bu bildiriyi Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Türkiye Miti ve Amerika tarafından açıklanmıştır. Bunu tekzip eden herhangi bir söylem yapılmadı. Orada ne diyor, Biz 78 senedir zulüm rejimi altında yaşıyorduk, Cumhuriyet, laiklik zulüm rejimidir, dolayısıyla bu rejimi yıkacağız, şeriat bayrağı altında Türkler ve Kürtler 1.000 senedir yaşadılar, bu şekilde yaşayacağız. diyor. İşte Akiller buna razı olun diyorlar. Akil insanların bu halka kabul ettirmek istedikleri budur. Dolayısıyla çok geniş şeyler var, bu halka en büyük ihanet yapılıyor. Türk Bayrağının dalgalanmasını istiyorsak, laikliğin yaşamasını istiyorsak Laiklik bilim demektir, akıl demektir, ilim demektir. Bunların getirmek istedikleri ılımlı İslamdır. Okumayın, kız çocuklarınız okumasın. Üretmeyin, çalışmayın, İslam kurallarına göre hayatınızı düzene koyun, yemeyin, içmeyin, sadakaya muhtaç olun, işte o sadakayı da birileri size verecek, hayatınızı geçirip şükredeceksiniz. Biz böyle bir toplum istemiyoruz. Bu Cumhuriyeti kuran Atatürkün bir sözü var; Benim size bıraktığımız miras akla ve bilime dayalı bir sistemdir. Diyor. Biz bu devletin akıl ve bilime dayalı bir yönetimle, demokrasinin standardını yükselterek halkımızın barış ve huzur içinde yaşamasını istiyorum. Herkese bu düşüncelerimi söylüyorum.
Genç Cumhurbaşkanı adayı
Kamer Genç açıklamasının bitiminde Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu söyledi ve Anayasaya göre 20 milletvekili imza verirse herkes aday olabilir. Ben 20 imzayı alacağıma inanıyorum. Her hafta sonu bir yere gidiyorum. İnsanları görüyorum, sevgilerini görüyorum. Ben Abdullah Gülden çok daha iyi yaparım. Bugün rejimin bu hale gelmesinin tek sorumlusu Abdullah Güldür. Çünkü o makam noterlik makamı değildir, Tayyip Erdoğanın her istediğini yapıyor. Eğer yapılmasıydı, bu memlekette yargı bağımsızlığı bu kadar yitirilmezdi,du bu kadar çökertilmezdi. O denetleme görevini yapmıyor. dedi.
Yapılan açıklamanın ardından Genç, karayoluyla Samsuna doğru yola çıktı.