Annelerimiz biz küçükken neden hep bize yaradan zihin açıklığı versin
Derdi biliymusunuz?
Çünkü zihni açık olanın algısı da çalışır durumdadır!
Beyni açık olanın ise zihni açık diye bir şey yoktur!
Zihin yani bellek, bazen gerçekleri göstermekte sorunlar yaşayabilir
Toplum psikolojisi okuyanlar bilir
Yardım, sosyal uyum, söz dinleme, toplum ve birey etkileşimi, Ön yargı, hiddet ve saldırı! Eski toplumsal modeller sırasıyla bunlardır
Lakin yerini şimdi kitlesel (tek merkezli) modellerin Toptan beyin fırtınalarının yaşandığı bir çağda almıştır!
Nörobilim uzmanları alansal faliyetlerde kullandıkları kitlesel silahların toplumsal etkilerin neler olabildiği vakasındaki araştırmaları yaparken
Çok farklı şeylerle karşılaştıklarını biliyoruz
Sürü psikolojisi buna en iyi örneklerden biridir!
Çok zeki olduğunuzu düşündüğünüz bir anda çok aptal bir hata yaptığınızın farkına varırsınız!
Ya da birisi duruyorsa araştırmadan onun durduğu yerde durmak istersiniz, yavaş gidenle yavaş gider, koşanla koşar, okuyanla okur, yiyenle yer, gülenle güler, esneyenle esner, ağlayanla ağlarsınız! Zihnizi çalıştırmadan, belleği sorgulamadan sisteme ayak uydurursunuz!
Zihni açık toplumlar her zaman tehlikeli kitlelerdir
Beyni çalışan ama zihnine hükmedemeyen yani belleği karışık olan toplumlar
Her zaman kaybetmeye mahkûmdur!
Şimdi sizlere yarın ne yediğinizi sorsam, yarın ne yediğinizi iki dakika düşünmeniz gerecektir!
Aslında çok basittir
Öncelikle 90 Türk toplumu olarak bir defa dahi olsa Ekmek yemişsinizdir
Ama zihninize yer etmeye bile gerek duymadığınız bir besin kaynağı olduğu için hatırlamakta güçlük çekersiniz!
Toplumsal mühendisler ne yediğinizden tutunda, aslında ne giyeceğinize kadar karar verebilenlerdir!
Ve de ne düşüneceğinize! Hatta abartmıyorum, Aslında kiminle evleneceğinize bile onlar karar verirler!
Sosyal ağlar çıktıktan sonra herkes kendi merkezine odaklanıp aynı mahalle insanını seçmiymu?
Ya da aynı mezhepliyi, aynı dindaşı, aynı tenliyi, aynı burçluyu, aynı göz renginden olanı vs, vs
Karışıklık istemeyen toplum mühendisleri, toplum yığınlarını bir arada tutmayı becermişlerdir
Yani aynı fikirlerin bir arada olması psikolojik toplanmaların odağı ile olur!
Yönetilmesi kolaydır!
Bu süzgeçle süre gelmiş pazardan daha büyük bir pazarın yakalandığını da unutmamak lazım!
Durum böyle iken Türkiye toplumunda ki farklı etnik kimliklerin neden bir arada yaşayamadığını ve aslında neden ayrıştığını düşünelim?
Bilin bakalım neden?
Sizi ayrıştırmaya çalışan mikro ciflerin sayesinde
Gülmeyin!
Ne diyorsun da demeyin...
Bence bir düşünün
1945 yıllarında mübadele ile başlayan toplum değişimlerinden bu güne kadar yayılan fırtınalar sürekli yaşanan beyin göçleridir!
Ne yedirmek istiyorlarsa onu yiyeceksiniz!
Ne giydirmek istiyorlarsa onu giyeceksiniz!
Nereye baktırmak istiyorlarsaaya bakacaksınız!
Neye isyan etmenizi istiyorlarsa ona isyan edeceksiniz!
Neye tapınmanızın gerektiğini düşünüyorlarsa ona tapacaksınız!
Kime sizi yönettirmek istiyorlarsa o sizi yönetecek!
Ve aynı yerde yaşamanıza izin vermiyorlarsa yaşayamayacaksınızdır!
Şimdi bir kez daha düşünün dün neye isyan ettiniz? Ve bugün ne yapıyorsunuz?
Dün neyi giymek istiyordunuz? Bugün ne giyeceksiniz?
Biber gazının belleğe olan psikolojik etkisi saldırgan ve isyankâr bir beyin molekülü oluşturmaktır!
Sürekli reaksiyon halinde olan her iki ana lopla beraber dört lopu da etkilemektedir!
Ve zihnin çalışamaz hale gelmesini sağlamaktadır!
15 gündür sürekli araklıksız toplumun yediği biber gazı aslında toplumsal psikolojide bizim neye isyan edeceğimizi ve saldırgan olmamızı hesaplayan bir mekanizmanın ürünüdür!
Bu bir paranoya değildir, bu benim beynimden geçen bir tezdir
Zihni faal tutmak için sadece geçmişe yönelik küçücük hatırlamalar, aslında neler yaşadığımızın ve neler yaşayacağımızın delilleridir!
#duranadamı düşünün ve tam şu anda nereye baktığınızı?
Zihniniz açık olsun, beyniniz zaten çalışıyor!
