Son dönemde Avukatlık Yasası’nın değiştirilerek çoklu baro sistemine geçileceği ve ilgili düzenlemenin yakın zamanda Meclis’e geleceği konuşuluyor.
Yeni düzenlemeye göre, barolar yine merkezde tek bir Barolar Birliği tarafından yönetilirken, illerde çoklu barolar kurulabilecek. Dolayısıyla, üye sayısı beş bini aşan illerde iki bin üye ile yeni bir Baro kurulabilecek. Örneğin İstanbul’da ilave olarak 5-6 baro daha kurulabilecek.
Tokat Baro Başkanı Avukat Melih Yardımcı, söz konusu değişikliğe karşı çıktıklarını belirterek; “Biz Barolar ve Baro Başkanları tartışmasız biçimde vatandaşı savunma hakkından mahrum etmemek, bireyin savunma ve adalete erişim hakkının kısıtlanmasına veyatadan kaldırılmasına mani olmak adına yapılmak istenen değişikliklere karşı çıkıyoruz” dedi.
Ayrıca, süreçle ilgili görüşlerini belirtmek üzere Tokat’ın beş milletvekiline mektup gönderdiklerini söyleyen Yardımcı, Tokat Milletvekili Av. Mustafa Arslan ile de irtibat halinde olduklarını ifade etti.
“ÇOKLU BARO SİSTEMİ HUKUKTA SİYASİLEŞMENİN ÖNÜNÜ AÇABİLİR”
Öte yandan barolar ve meslek örgütlerinin seçim sisteminde değişiklik yapılması protesto eden baro başkanlarının bulundukları illerden Ankara’ya ‘Savunma Yürüyüşü’ başlattıklarını söyleyen Yardımcı; “Yasa değişikliği somut olarak meclise sunulduğu takdirde bizler de bu yürüyüşe destek vereceğiz. Henüz tasarı meclise gitmediği için şimdilik böyle bir etkinliğin erken olduğunu düşünüyorum. Ancak biz yine bu doğrultuda baro başkanları olarak pazartesi günü Anıtkabir’de toplanacağız” dedi.
Tokat Baro Başkanı Av. Melih Yardımcı, düzenlemeyle ilgili kendilerinin görüşlerinin alınmadığının da altını çizdi.
Çoklu Baro Sisteminin hukukta siyasileşmenin önünü açabileceğini ifade eden Yardımcı, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Öncelikle 19 Mayıs 2020 ve 1 Haziran 2020 tarihlerinde toplanan Baro Başkanlarımız her iki toplantının sonucunda TBB ve 80 Baro Başkanının kabulü ile birer bildiri kaleme alarak kamuoyu ile paylaşmışlardı.
Bunu göre pandemi sürecinde esas gündemimizin ülkemizin ve mesleğimizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için çaba sarf etmek olduğu ve bu nedenle Avukatlık Kanunu’nda Barolar ve seçim sistemlerine yönelik değişiklik girişimlerinin doğru bulunmadığı açıkça belirtilmiş, her iki bildirimizde de Avukatlarımızın ve Barolarımızın ihtiyacı ve beklentisini karşılayacak, Avukatlık Kanunu hazırlanması aşamasında asıl muhatabın Barolar ve TBB olması gerektiği de vurgulanmıştı. Bahsi geçen bildirilerin üzerinden geçen süre zarfındatak çağrımızın dikkate alınmadığı, aksine sürecin devam ettiği görülmektedir.
Sanılanın aksine, yapılmak istenen değişikliklerin Avukatlar veya Barolardan daha çok vatandaşları ilgilendireceği, adliyelerde hak arayan, hakkındaki bir isnattan dolayı yargılanan insanların savunma ve adalete erişim hakkını kısıtlayacağı hattatadan kaldıracağı bilinmelidir.
Özellikle ceza adaleti açısından hava ve su gibi öneme haiz, olmazsa olmaz denilebilecek savunma hakkının ancak özgür ve korkusuz avukatlar eliyle sağlanabileceği, avukatların özgürlüklerinin garantörünün ise kimseden emir ve talimat almayan; bağımsız, tarafsız, özgür ve güçlü Barolar olduğu açıktır.
Barolar gerek anayasanın 135. Maddesi’nin bahşettiği kamu kurumu niteliklerinden gerekse kamu otoritesinden bağımsız olmalarından kaynaklı bir güç merkezi durumundadır. Kamu kurumu niteliğinin en önemli tezahürü ise coğrafi olarak tek bir baronun varlığıdır. Aynı ilde birden fazla baro kurulduğu an, mevcut baroların tamamının kamu kurumu niteliğitadan kalkacak veya tartışılır hale gelecektir. Bu durum ise mensubu olan avukatları korumasız ve himayesiz bırakacaktır. Avukatlara verilen hakların ve ayrıcalıkların neredeyse tamamı avukatların şahsı için değil temsil ettikleri müvekkillerinin haklarını korumak içindir. Baro aracılığıyla avukata sunulan himaye de böyledir. Güçlü ve bağımsız bir baronun avukata sağladığı destek aslında mağdur, mazlum, hakkı elinden alınmış insanları korumak ve kollamak içindir. Avukatı güçten, bu himayeden mahrum etmek aslında hak arayan ancak bunun için gereken gücü ve cesareti kendinde bulamayan bireyin mahrum edilmesidir.
Biz Barolar ve Baro Başkanları tartışmasız biçimde vatandaşı savunma hakkından mahrum etmemek, bireyin Savunma ve adalete erişim hakkının kısıtlanmasına veyatadan kaldırılmasına mani olmak adına yapılmak istenen değişikliklere karşı çıkıyoruz. Yola çıkış gayesi bu olsun veya olmasın Avukatı yargılama faaliyetinin dışında tutabilmek onu pasif ve uysal hale getirmek, itaatkâr olmasını sağlamak sonucunu doğuracağı açıkça anlaşılan çoklu baro girişimlerinin yargının bizatihi kendisine zarar vereceği, bağımsızlığına gölge düşüreceği aşikardır. Maksat Avukatlarımızın sorunlarıma çözüm aramaksa 140.000.000 avukatımızın şu andaki derdi asla seçim sistemlerimiz gibi suni gündemler değildir. Meslektaşlarımızın gerçek sorunları her gün yenisi açılan yetersiz hukuk fakülteleri, hukuk fakültesinden mezun olmuş binlerce işsiz genç, nüfus ve tapu müdürlüklerinden özel kanunumuza rağmen alamadığımız kayıt ve belgeler, şifreli kapılarla ulaşamadığımız hakim ve savcılar, her geçen gün daralan meslek alanları, aldığımız düşük emekli maaşları, sürekli tayin, izin, adli tatil nedeniyle bitmeyen davalar, icra dairelerinde aksayan işlemlerdir.
Barolarla ve Avukatlarla ilgili mevzuat değişikliğinin konunun tek ve asıl muhatabı bizlerin görüşleri alınıp yer verilmeden yapılması halinde hangi metin olursa olsun ihtiyaçları karşılamayacak, kadük kalacaktır. Barolarımızın ve meslektaşlarımızın diğer sorunları göz ardı edilerek sadece seçim sistemleri ve çoklu barolar üzerinden bir değişiklik yapılması Baroları parçalayıp, güçsüzleştirecek, vatandaşın sesinin kısılmasına, hak arama hürriyetinin savunucusu avukatların susturulması, vatandaşların hukuki güvenliğinin yok edilmesinin önünü açacaktır.
Avukatlık özü gereği ne iktidara ne de muhalefete bağlı olmadan doğru görmediği şeye itiraz mesleğidir. Bu nedenle bir an önce bu taleplerimizin karşılık bulmasını, 19 Mayıs ve 1 Haziran bildirilerimizde belirttiğimiz üzere yapılması düşünülen değişikliklerin doğru bir zamanda, sağlıklı birtamda, baroların yapılacak değişiklik çalışmalarına dâhil edilerek yapılmasını bir kez daha talep ediyor, kamuoyuna saygıyla sunuyoruz”
