Ak Parti Tokat Olağan İl Danışma Meclisi Turhal Yüzbaşıoğlu Tesislerinde yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.
Tokat Milletvekilleri Zeyid Aslan ve Dilek Yükselin de hazır bulunduğu toplantıda, ülke gündemi ve teşkilat çalışmaları değerlendirildi.
İl Başkanı Eyüp Eroğlu ve Milletvekilleri katılımcılara hitap ettiler. Tokat İl Başkanı Eyüp Eroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, Bizim millet olarak öyle bir direnişimiz vardır ki tüm direnişleri bozar, tüm oyunları bozar, tuzakları alt üst eder. Biz ellerimiz semaya açık duada yakarış ile direniriz. Biz sükut ederek, susarak, sabrederek direniriz. Biz namazda kıyamla direniriz. Biz Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler diyerek direniriz. Evet biz vemekarun ve mekerallah vallahu hayrulmakirin deriz ama onlar anlamaz dedi.
Bu millet 27 Mayısın 12 Eylülün, 28 Şubatın, 27 Nisanın karanlığını işte böyle bir direnişle aştığını ifade eden Eroğlu, Biz Birileri gibi sokaklara dökülenlerden olmadık. Birileri gibi eline taş alan,sapan alan, Molotof kokteyli alanlardan olmadık. diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde ülkede hükümeti çökertmeye yönelik, amacından sapmış olaylar yaşandığını savunan Eroğlu, açıklamasında şunları söyledi. Demokratikleşmeyi savunan, yeşili ve doğayı korumayı hedeflediğini dile getiren, baskıcı bir yönetimden söz eden ancak, tüm bunlara ters düşen iş ve eylemleri gerçekleştiren protestocuların, çevreye ve insanımıza nasıl zararlar verdiklerini hep beraber müşahede ettik.
Adını direniş koyan ,Diren Gezi, Diren Taksim, Diren İstanbul, Diren Ankara diye güya yeşili, ağacı, çevreyi koruyanları izledik.
Bir direnişmiş , neyin direnişi?
Baskıya karşı gelmekmiş, hangi baskıya?
Ve yanlış yeniliklere karşı alınan gardmış, hangi yanlış yeniliklere?
*Dünyanın sayılı hava limanlarından biri olacak 3.havaalanına mı?
*Dünyanın en güzel köprüsü olacak olan 3.köprüye mi?
*Kutsal kitabımız Kur`an-ı Kerim`in ve efendiler efendisinin hayatının okullarda seçmeli ders olmasına mı?
*IMF belasından kurtulmamıza mı?
*Ortadoğu`da ve dünyada söz sahibi olmamıza mı?
*Milli Eğitim Bakanlığı`na ayrılan dev bütçeye mi?
*`Göktürk 2` uydumuzu yapmamıza mı?
*Terörün bitmesine mi?
*Ve... ve burada sayamayacağımız daha bunlar gibi nicelerine mi?
Bakınız değerli arkadaşlar
Gezi parkı olaylarını iyi analiz etmek durumundayız. Yaşananların, aniden, bir gecede, insanların ağaç sevgisinden dolayı kaynaklandığı yalanına kimse kulak asmamalıdır. Bu bir tezgâhtır, PKKnın Ülkemiz sınır topraklarından çekileceğini ilan etmesiyle ve ülkemizin engellenemez büyümesinin fark edilmesiyle birlikte başlamış bir tezgâh. Asıl hedeflenen demokratik yollarla hiçbir zaman alt edemeyeceklerini bildikleri Partimizi itibarsız hale getirmek, kardeşi kardeşe kırdırmak ve çarpık zihniyeti yeniden kurmaktı.
Olaylara en başından itibaren baktığınızda içeriden ve dışarıdan birileri bu gösterilerin tamamen masum, tamamen haklı gösteriler olduğunu, polisin şiddet kullandığını, milletin tamamının bu gösterilerin içinde yer aldığını son derece sistemli şekilde yaydılar.
Bu süreçte her şey çok profesyonelce hazırlanmıştı. Taktikler, mesajlar, twitler kullanılacak ve bütün bunların yanında hazırlanmış filmler, fotoğraflar yapılacak, dezenformasyon adım adım hesaplanmıştı.
Uluslararası medya ve bazı uluslararası çevreler, bu tertibin içindeyken, olmayanları da ikna edecek, olmayanları kandıracak, yalan haberlerle onları da bu tertibin içine çekecek hazırlıklar önceden yapılmıştı.
Yurt dışında, ördek avında tekneden düşerek yaralanan bir şahsın fotoğrafı, günlerce panzer altında kalan yaralı diye lanse edildi. Suriye`de yaralanan bir şahsın fotoğrafı Taksim`de çatışmalarda yaralandı diye servis edildi. Trafik kazasında yaralanan bir çocuğumuz, Gezi Parkı`nda polis tarafından yaralanmış gibi servis edildi. 7 gasp suçundan mahkum olan, üzerinde beyaz önlük olan zanlı, doktorlar gözaltına alınıyhaberine malzeme edildi. Onlarca ölü olduğu, sakat kalan olduğu, çocukların, yaşlıların şiddete uğradığı anlatıldı. Elinde sapan, elinde molotof olan, yakıp, yıkan, yağmalayan kişiler ya polis olarak ya da sempatik eylemciler olarak lanse edildi. Buna benzer nice yalan, iftira, nice gerçek dışı fotoğraf, bilgi, belge sistemli şekilde dolaşıma sokuldu.
Bu süreçte Türkiye içinde imtiyazlarını kaybetmiş olanlar, çıkarları zedelenmiş olanlar, hiçbir zaman iktidara gelemeyeceklerini anlayanlar bu olaylar üzerinden hesap görme çabası içine girdiler. Hatta yahu bu iş bitti be hallediyoruz bu işi diyenler oldu.
Adeta ekonomi kötüye gitsin, Türkiye kaybetsin, biz kazanalım diye çırpınanlar oldu.
Dün asla bir araya gelemeyenlerin, yarın da asla bir araya gelemeyeceklerin aynı mahfilden emir alarak nasıl bir araya geldiklerini gördük.
Bir tarafta ellerinde Türk Bayraklarını sallayanlar, diğer tarafta Türk Bayrağını alçakça yakanların bir araya geldiğini gördük.
Bir tarafta ağaç dediler, çevre dediler, demokrasi dediler, hak dediler, hemen diğer tarafta şehirleri tahrip ettiler, ağaçları söktüler, kamu mallarını yağmaladılar.
Camilerimize ayakkabılarıyla girdiler; içki içtiler.Sabahlara kadar küfrettiler; Başörtülü bacımızı 6 aylık çocuğu ile birlikte yerlerde süründürdüler, kendisini çocuğunu taciz ettiler.
Mesele Gezi Parkı değil dediler evet, mesele Gezi Parkı falan değildi
Bunların meselesi büyüyen Türkiye ile hesaplaşmaydı
Bunların meselesi güçlenen Türkiyenin önünü kesmekti
Mesele demokrasiyi durdurmaktı,
Mesele Türkiyeyi durdurmaktı
Mesele Ak Partiyi durdurmaktı
Mesele bu ülkeyi yıldız gibi parlatan lider R.T.E durdurmaktı
Ama şükürler olsun milletimiz bu oyunlara kanmadı.
Ülkesine sahip çıktı, Partisine sahip çıktı, Başbakanına sahip çıktı ve Başbakanımıza Sincandan, Kazlıçeşmeden, Mersinden, Samsundan, Erzurumdan,Türkiyenin her bir noktasından dedi ki Dik Dur Eğilme Bu Millet Seninlededi.
Malezyadan Cezayire, Lahordan Sanaya, Angoladan Berline, Somaliden Üsküpe, Gostivardan Saray Bosnaya, Zenitsadan New Yorka kadar kardeşlerimiz sokaklarda Ak Parti için Başbakanımız için gösteriler yaptılar.
Ve bu büyük oyun bozuldu.
Planladıkları operasyon tutmadı. Türkiye üzerinde hiçbir şekilde operasyon yapamadılar. Şükürler olsun Ak Partimizin 10,5 yıl boyunca yaptığı köklü reformlar böyle haince bir planın başarıya ulaşmasını engelledi. Yarın bunun en güzel cevabının yine bu millet verecektir. Yarın sandık kurulunca, milletin huzuruna varınca, MİLLET bunun hesabını soracak.
Değerli kardeşlerim;
Biz teşkilatlar olarak daha çok çalışacağız bugüne kadar bir çalıştıysak şimdi en az iki çalışacağız, üç çalışacağız, beş çalışacağız. Biz bazıları gibi duran adam değil çalışan adam,KOŞAN ADAM olacağız. Allaha hamdolsun bütün saldırılara rağmen biz bu süreçten güçlenerek çıktık şimdi her zamankinden çok daha güçlüyüz, şimdi her zamankinden çok daha kararlıyız.
Kabul etseler de etmeseler de, siyaset maratonunda, Ak Parti olarak, Ak Parti`liler olarak zirveye ulaşacağız. Bu ülkeyi,bu vatanı,Bu bayrağı,Bu milleti bırakmayacağız Durmak yok! Koşacağız, Koşacağız.BU MİLLETİN EFENDİSİ DEĞİL, HİZMETKARI olan Ak Parti ile Liderimiz; RECEP TAYYİP ERDOĞANLA Birlikte Koşacağız.
SÖZLERİMİ HEPİNİZİN ÇOK BEĞENDİĞİ SOSYAL MEDYADA ÇOK PAYLAŞTIĞINIZ BİR SÖZLE BİTİRMEK İSTİYORUM
MENDERESİ ASTINIZ
TURGUT ÖZALI ZEHİRLEDİNİZ
..
TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI, BU MİLLETİN HİZMETKARI RECEP TAYYİP ERDOĞANI SİZE YEDİRMEYECEĞİZ
HEPİNİZ ALLAHA EMANET OLUNUZ.
Politika