Madencilik tarihimizin en büyük kaybını verdiğimiz Soma maden kazası, hepimizin yüreğini dağladı. Ateş düştüğü yeri yakar. Kayıp ailelerinin evlerine, yüreklerine düşen acı hepimizin acısı oldu. Millet olmanın da gereği, acıları paylaşmaktır.

 

Kazanın haber alınmasından hemen sonra, yurtdışı programını iptal ederek Soma’ya giden Başbakan Erdoğan’ın, ilgilere verdiği talimatlar; maden şehitlerimizin ailelerine, devletimizin şefkatiyle yanlarında olduğunu hissettirmesi, kazada ihmal ya da kusuru olan sorumluların mutlakataya çıkarılacağına yönelik teminat vermesi; yerinde bir müdahale oldu.

 

Oluşturulan kriz masası her türlü spekülasyonları önleyecek şeffaflıkta kurtarma çalışmalarını sürdürdü. Özellikle kriz masasını dirayetle yöneten Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, şehit yakınlarıyla kurduğu sıcak yaklaşımları; her kese kulak veren, her kesimle iletişim halinde olan, siyasi istismar yapılmasına imkan vermeyen yönetim tarzıyla; takdir topladı.

 

Provokatörlerin tüm çabalarına rağmen, halkımız onurlu duruşunu bozmadı. İş yerinde, iş güvenliğini sağlamakla yükümlü olan, Maden İşletmesinin patronunu ve işletme yönetimini değil de; doğrudan hükümeti ve Başbakanı hedef alan ağır hakaretler eden, provokatörlerin tüm çabalarına rağmen, yeni bir ‘gezi’ye Soma halkı müsaade etmedi. Sahtece başörtüsü takıp, maden işçisi eşi olduklarını ifade ederek, AK Parti’ye iftiralarda bulunanların, Gezi Eylemcileri olduklarınıntaya çıkması, ne derece adice bir senaryonun uygulandığının göstergesi oldu.

 

Kendilerini ülkenin sahibi konumunda gören seçkinlerin(!), sandıkta demokratik yollarla elde edemedikleri iktidarı, sokakta ve kaosta aramaları; işçi, köylü, cahil, göbeğini kaşıyan adam diye küçümsedikleri kesimlerin acıları üzerinden iktidar inşa etmeye kalkışmaları beyhude çabalardır. Ve böylesi acılı günlerin mehabetine uymayan nezaketsiz tavırlardır.

 

Hiçbir makul gerekçe göstermeden Başbakanı istifaya çağıranlar, elim kaza da hayatını kaybedenleri, AK Partiye destek verdiklerini varsayarak, “felakete müstahak” görenler ve bunu utanmadan medyada ifade edenler; şunu bilsinler ki; bu millet suskundur ama yapılan edileni asla unutmaz…

 

Bundan sonra neler yapılacak?

Bakan Taner Yıldız’ın ifade ettiği gibi, adli ve idari soruşturmalar başlatıldı. HSYK 28 ek savcı görevlendirdi. Beklenti o ki; ihmal, kusur, sabotaj vb. her türlü ihtimal dikkate alınarak, yapılacak soruşturmalar sonucunda, sorumluların bulunması ve cezalandırılmaları vicdanları rahatlatacaktır.

 

Kazalar sıfırlanamaz belki, ama, can kayıplarını minimuma indirmek için yasal ve teknik tüm imkanlar seferber edilmelidir. 300 İnsanımızın hayatını kaybettiği bir facia, Türkiyemizin günümüzde temsil ettiği pozitif imajına uymuyor. Başbakanımız ve İlgili Bakanlarımız konunun hassasiyetini biliyorlar ve gerekeni yapacaklarından eminiz. Umuyoruz ki, AK Parti Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun’un TBMM Başkanlığına sunduğu araştırma önergesi yeni bir başlangıç olsun.

 

Bunca acının içinde; Başbakanla hesaplaşma içgüdüsüne yenik düşen; provokatörlerin apaçık kir kokan iktidar karşıtı eylemlerinden medet uman malum çevrelerin medyasındaki seviyesizlik dikkatlerden kaçmadı.

 

Son bir soru ile bitirelim; hayatını kaybeden, yaralanan, mağdur olan işçilerin, aidat ödedikleri Sendikaları nerede? 

 

Soma, acı bir ders oldu hepimize… Allah cc, tekrarını yaşatmasın…

HABERİ SİTEDEN OKU...