Tokat Ticaret Borsası Başkanı Lütfi Bora, 1 Ekim’de yapılan seçimlerde yeniden kazanmıştı. Borsa Meclisi’nde yapılan Yönetim Kurulu Seçimlerinde Başkanlığını yeniden üstlenen Lütfi Bora, seçim sürecinde üyeler nezdinde girişimde bulunarak seçimi kaybetmeleri için özel çaba sarf ettiğini belirledikleri Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Çelik’i hedef aldı.
Ticaret Borsası Başkanı Lütfi Bora, yeni dönem yapılan seçimlerde perde arkasında yaşanılan gelişmelere değindi ve “perde arkasındakiler olarak tanımladıklarım seçim günü tuttukları nöbetlerle, sevgili üyelerimizin bana ve ekibime gösterdikleri teveccühü değiştirmeye yönelik adımlar attılar. Bunları biliyoruz. Bu müdahale karşı listedeki arkadaşlarımıza da yapılsaydı tepkimiz aynı olurdu. Kendi seçimlerini unutup, anlık mesajlaşma platformlarında kurdukları gruplarla benim ve ekibimin seçimleri kaybetmesi için özel çaba sarf ettiler. Aralarında Tokat TSO’nun Başkanı Ali Çelik’in de olduğunu bildiğimiz bu arkadaşların seçimlerine biz de mi müdahale etmeliyiz? Bizden bu mu isteniyor?” diye konuştu.
Başkan Lütfi Bora’nın TSO Başkanı Ali Çelik’i hedef alan açıklamaları şöyle oldu:
“Bizler Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı Tokat’taki Oda ve Borsalar olarak bağımsız yönetimlere sahibiz. Ali Bey göreve ilk geldiğinde basını dizayn etmeye çalıştı, olmadı! Halkı rehabilite edeceğini söyledi, olmadı. Siyasi partileri dizayn etmeye çalıştı, olmadı. Hatta bir siyasi partinin bölge dizaynını yapmak için görevlendirildiğini söyledi, bu durumun da doğru çıkmadığı anlaşıldı ve bu hamlesinde de başarılı olamadı. Şimdi ise kendisinin de başkanı olduğu TOBB’a bağlı oda ve borsaların seçimlerine müdahale ederek onları dizayn etme peşinde. Ama görüldüğü üzere bunu da başaramıyor. Kasasındaki parası eksi 400 binlerde olan bir Borsayı, bir tane taşınmazı kalmamış bir Borsayı bugünkü haline getiren bir ekibin neden karşısında olunur? Kaldı ki oy kullanma hakkı olmadığı bir örgütü dizayn etme gibi bir üst akıl sevdalılığının ne gereği var? Whatsapp grubu arkadaşları ile birlikte seçimlerimize müdahale etme çabası boşa çıktı. Şimdi ne olacak? Biz de onun seçimine mi müdahale edelim? Bize bu hakkı; bu zatın, bu çalışmaları vermiş olmuyor mu?
Tabi bu çabanın sebebi ortada. 2018 seçimleri sonrasında Borsamızı ve ilçelerimizdeki oda ve borsalarımızı da yönetme çabasına düşmüştü. Tokat’taki 5 Oda ve 2 Borsa’nın oluşturacağı Genç ve Kadın Girişimciler Kurullarımızı bize emrivakiler yaparak kendi adamlarını yerleştirmek istedi. Buna müsaade etmedik. Ortak akıl yürütelim dedik. O bir liste çıkardı, biz de kendi listelerimizi oluşturduk. Her 2 kurulda da bu seçimleri kazanan taraf biz olurken, Ali Çelik kaybetti. Daha sonra Güçbirliği Platformumuzun daimi üyesi olması hasebiyle toplantılar gerçekleştirdik. Şehrin genelini ilgilendiren sorunları görüştüğümüz, birlikte karar aldığımız ve uyguladığımız bir platform bu. Ali Bey burada da istişareye açık demokratik bir platform yerine kendi kararlarını dikte edebileceği bir alan oluşturma gayreti içerisine girdi. Baktı ki olmuyor, bu toplantılara da gelmemeye başladı. Bu dönem gerçekleşen 30 toplantıdan sadece 2’sine katıldı, 3’üncü toplantının ortasında da şahsi talepleri kabul görmeyince ayrıldı. Kaldı ki bu toplantılarda şahsi hiçbir meselenin görüşülmeyeceği de tüm katılımcılar tarafından biliniyordu. Bu boş vermişlik sonrasında, TOBB’da düzenlenen Ticaret ve Sanayi Şuraları’nda Tokat’taki sorunlarımızı direkt olarak Cumhurbaşkanımız ve Bakanlarıma ileteceğimiz sözcüyü, Tokat İl Merkezi yerine ilçelerimizdeki odalarımızın saygıdeğer başkanlarından seçtik. Tokat gibi bir derdi olmadığını o zaman gördük, anladık. Şimdi de Tokat için, kendi üyeleri için çalışan sivil toplum örgütlerine karşı attığı bu adımlarla, STK’ları yanına alarak siyasi emellerine ulaşma gayretine girdiğini görüyoruz. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Ama olmadı! Aklında sadece kendisi ve kendi geleceği var. Herkesi, her kurumu, her sivil toplum örgütünü kendi emelleri için kullanma peşinde söylentilerine önceleri çok itibar etmiyorduk. Ne yazık ki bu durum; artık ayyuka çıkmış bir durum.
Kamuoyu şunu bilsin ki; aynı tavır, aynı düşmanlık, seçim sürecindeki rakibim olan arkadaşım Ali Bıçakçı ve ekibine de yapılsa aynı tepkiyi verirdim. Seçimimize yapılan bu gereksiz müdahaleyi, bu tutumu kınıyorum. Perde arkasındakiler olarak nitelendirdiğimiz bu grubu da Tokat kamuoyunun vicdanına havale ediyorum. Kısasa kısas gibi bir misillemeyi de yapıp yapmayacağımızı önümüzdeki süreçte yönetim kurulu ve meclisimizdeki arkadaşlarımızla yapacağımız değerlendirme sonrasında kararlaştıracağız. Zira kendileri bizim üyemiz değil ama bizlerin çoğu kendisine üye olan işletme sahipleriyiz. Yani bizim müdahale hakkımız çok daha meşrudur.”