S.S. Yeşil Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi'nin Yeni Nesil Sanayi Sitesi projesinde alt yapı zemin iyileştirme ihalesi sonrasında yaşananların ardından konunun muhatapları dün yüz yüze bir araya geldiler, neyin olup/olmadığını anlattılar. Hatırlanacağı üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kredi desteği ile Yapı Kooperatifi Başkanlığının sorumluluğu altında Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Programı kapsamında 09.11.2021 tarihinde Tokat Yeşil Küçük Sanayi Sitesi alanına zemin yükseltme dolgusu işi ihale edilmişti. 73 milyon 500 bin TL keşif üzerinden çıkılan ihalede en yüksek kırımı Tokatlı Kad-Tem firması yüzde 41,08 ile vermiş ve 43 milyon ile birinci olmuştu. Ancak o ihale Bakanlık tarafından iptal edilmişti. 23 Aralık 2021 tarihinde ikinci ihale yapılmıştı ve bu kez Kad-Tem firmasının dosyasında eksiklik görülerek ihaleden elendiği belirtilmiş, yüzde 32 tenzilatla 50 milyon 150 bin TL’ye Elazığ merkezli ZİVER İnşaat A.Ş. kazanmıştı. Sözleşmeler imzalanmış ve Tokat’ta Aralık ayı sonunda işe başlanılmıştı. İhalesi konusu sosyal mecrada gündeme getirilmiş, 41 milyon liraya yapılan iş 50 milyona yapılıyor, üyelerin sırtına 10 milyon lira yük biniyor diye eleştiri konusu yapılmış, hem Kad-Tem firması hem de Kooperatif Yönetimi yazılı açıklamalarda bulunmuştu. 25 Şubat 2022 tarihinde olağanüstü genel kurul kararı alındığı ilan edilmişti. Tüm bu süreci takip eden TSO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Çelik, 07 Şubat günü bir basın toplantısı ile konuyu gündeme getirip, tüm tarafları buluşturacakları bir toplantı olacağını duyurmuştu, böylesi bir ortamı oluşturmak ile şehirdeki dedikoduya son verilmesini temenni etmişti.
SANAYİDE İSTİŞARE TOPLANTISI OLDU
Beklenen buluşma dün gerçekleşti. Sanayi Sitesi Kehribar Restoranda TSO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Çelik ve Yönetim Kurulu Üyeleri, S.S. Yeşil Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı Altan Çelik ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TESOB ve Küçük Sanayi Sitesi Kooperatif Başkanı Fehmi Çankaya, Mobilyacılar Odası Başkanı Hüseyin Sever, KAD-TEM Firmasının temsilcisi Mustafa Kürşat İkikat ile kooperatif üyeleri hazır bulundu. 25 Şubat 2022 Cuma günü gerçekleşecek olağanüstü genel kurul öncesi herkesimin ne dediği ne istediği kamuoyuna açık konuşulmuş oldu. Genel Kurul ortamında üyelere bilgilendirmelerin şeffafça yapılacağı vurgulandı.
TSO BAŞKANI ÇELİK’TEN AÇILIŞ KONUŞMASI
Tokat TSO Başkanı Dr. Ali Çelik bir ön açıklamada bulundu ve “bir şeyi çok önemsedim, burada aylardır, yıllardır sahada speküle edilen bir takım konular ve insanlar var. Bu insanların bugün bir araya gelmesini, yan yana bir fotoğraf vermesini, dertleşmesini istedik. Bu insanları burada atıştırmak, kavga ettirmek için toplamadık. Haklı insanlar gayet sakin olur, tane tane derdini millete anlatır, kamuoyu da ona kararını verir. Biz burada hiç kimseyi parlatmak, ötelemek, itelemek gibi bir niyetin içerisinde asla değiliz.” diyerek toplantıyı başlattı.
TESOB BAŞKANI ÇANKAYA’DAN DEDİKODU VURGUSU
Zile’deki bir genel kurulda bulunmak üzere yola çıkacak olan TESOB Başkanı Fehmi Çankaya kısa bir selamlama konuşması yaptı ve birlikte fotoğraf çekinildikten sonra müsaade isteyip ayrıldı. Başkan Çankaya konuşmasında “yıllardır burada komşuluk yapıyoruz, evimiz, ocağımız hepsi burada, biz bir aileyiz. Beni en çok üzen sanayi sitesinde yapılan dedikodular. Burası halkın meydanı, herkes burada konuşabilir ama sizden rica ediyorum, kahve köşelerinde, soba başlarında kesinlikle kimse kimseyi eleştirmesin. Çünkü herkesin ailesi var, yönetim kurulu, üyesi var, bu tür dedikodularla değil de hesapların sorulacağı genel kurullar var. Bu tür sorular, Yönetim Kurulu Başkanına genel kurulda sorulur, Başkan ve Yönetim Kurulu da o sorulara cevap vermek zorundadır, verecek bir cevabı yoksa zaten o koltuklarda olmasının bir manası yoktur.” dedi, organizasyonu yapan TSO Başkanı Dr. Ali Çelik’e teşekkür ederek ayrıldı.
KOOPERATİF BAŞKANI ALTAN ÇELİK İZAHTA BULUNDU
S.S. Yeşil Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı Altan Çelik söz aldı. Tokat’ta dedikodulardan ithamlardan kurtulamadıklarından yakınarak sözlerine başladı. TSO Başkanı Dr. Ali Çelik’in 07 Şubat Pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında sarf ettiği sözlere atıfta bulundu. “Keşke önce bizlerle konuşsaydı, tek taraflı olmasaydı, görüşümüzü alsaydı, eline tutuşturulan yazıyı okudu. TSO Başkanı geçen günkü açıklamasında savunma isteyeceğini söyledi. Sn. Başkan, biz kimseye savunma verme makamı değiliz, biz savunmamızı 25 Şubat’ta yapacağımız kongrede üyelerimize veririz. Sizin oradaki sözleriniz biraz onur kırıcı oldu, siz hakim misiniz de o şekilde ithamda bulunuyorsunuz, siz tarafsız olmalısınız, bizim üyelerimiz sizin de yönetim kurulu üyeniz. Ben iki tane şirketimle TSO üyesiyim. Yani siz sadece birilerinin hakkını korumak yerine 606 tane insanın hakkını korusaydınız daha şeffaf daha adil olur diye düşünüyorum.” dedikten sonra iptal edilen ihaleyle ilgili şunları söyledi:
“Bakanlıkta en önde ilerleyen bir proje olmasına rağmen Tokat özeline geldiğimizde maalesef bu proje değersizleştirilmeye çalışılıyor. Biz 2019 yılının 6 Mart’ında ilk tapumuzu aldık ve el birliği ile 6 milyon 255 bin TL paramızı ödedik, 540 dönüm arsamızı aldık. Bizim 606 üyemiz tornavidanın ucuyla para kazanan esnaflarımız. Dolayısıyla esnaflarımızın emeğine saygımız vardır. Bugün Cumhurbaşkanımızın memleketi Rize bile, komşumuz Sivas, Bursa, Afyon, Malatya, Elazığ arsasını alamamışken biz inşaatımızı hayata geçiriyorsak bu sizlerin ve Yönetim Kurulumuzun başarısıdır. İlin Valisinin, Belediye Başkanının, tüm Milletvekilinin bir ve beraber olmasıyla bu hale geldik. Eğer bizler her taraftan bir yere çekersek en nihayetinde bu proje bir şekilde akamete uğrar. Yani siz eğer işinizi düzgün yapmazsanız birileri bu pastayı alacaktır önünüzden, bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Geçen yıl hatırlarsanız birileri gazetecilere para verdi, projenin iptal edildiğini yazdırdı, bunu kimlerin yaptığını biliyoruz yani, aslı astarı yok dedik ve dediğimiz oldu. Geldiğimiz noktaya baktığımız zaman Bakanlık bir ihale yaptı. Krediyi veren Bakanlık, onayı veren Bakanlık. Biz sadece kooperatif olarak 7 kişilik komisyonda 2 kişi yer alıyoruz. İhale Komisyonu kabul edince, Genel Müdür imzalayınca, Bakan Yardımcısı imzalayınca Bakanlık onaylıyor. Siz ihalede en düşük fiyatı verdiniz diye ihale sizde kalmış olmuyor. Bakanlık araştırıyor, geçmişte yapılan işlere bakıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 4734 sayılı ihale kanununa tabi değil, ihale mevzuatları farklı, ona göre işlem yapıyorlar.
İhalenin iptalinde madem arkadaşlar bu kadar haklılardı, siz haklı olduğunuz konuda şikayetinizi yetkili merciye mi yaparsınız yoksa sosyal medyada birilerine para vererek yazdırır mısınız? Ben size soruyorum, ben haklı olduğum yerde haklılığımı yetkili mercilere şikayetle yaparım, cevabını ordan isterim. Siz bu zamana kadar Bakanlığa herhangi bir şikayette bulundunuz mu? Bir dilekçe yazdınız mı? Bunun yanıtını istiyorum. Şirket yetkilileri ilk ihaleye girdiler, bütün evrakları tam. Birinci ihalede 3 şirket elendi, aynı ikinci ihalede şirketin elendiği gibi. Siz bunu bile bile ikinci ihalede evrakta eksiklik yaptınız. Mustafa İkikat bize işyerimizde söylemiştir, “ben bunu bilerek yaptım.” demiştir. İhalenin ertesi günü, 09 Kasım’da ihaleyi yaptık, 10 Kasım’da saat 08.30’da benim dükkanıma geldin mi? “Ya arkadaşlar ben ihaleye girdim ama 8-10 milyon zarar ettim.” dedin mi? “Covidtim, inceleme yapamadım, teminatım alan 2,5 milyonu mi yakayım yoksa 8-10 milyon zarar mı edeyim, teminatımı yaksam ihale yasaklısı olurum.” dedin mi? Siz buradaki hedef analiz raporuna göre malzeme listesi varken, ‘ya bunları kullanmasam da başka malzeme kullansam.” dedin mi? Bunları benim ve 7-8 sanayi esnafının olduğu ortamda dedin.
Şimdi ihalenin aynı haftası içinde siz Bakanlıkta kimleri aradınız? “Koviddim, ihalede inceleme yapamadım, ben zarar ediyorum, onun için şu şu malzemelerin yerine bu malzemeleri kullansam” diye Bakanlıktaki kaç kişiyi aradınız ve kaç kişiden ne cevap aldınız? Yani burada sadece bizim Yönetimimizi aciz duruma düşürmek, onur ve itibarımızı rencide edecek şekilde siz neden bunları sosyal mecrada yazdırdınız? Neden hakkınızı Bakanlıkta aramadınız? Siz bizim itibarımızı, şerefimizi, haysiyetimizi hiç düşünmediniz mi? Siz o kişiye yazdırdıktan sonra gelip de “abi biz sana büyük haksızlık yaptık ama reklamın iyisi kötüsü olmaz. Abi senle alakalı değil ama bu arkadaş konuyu çarpıtmış.” dediniz mi bana?
Biz yüzde 18 KDV muafiyetiyle alakalı Vergi Dairemize dilekçemizi verdik ve 500 milyonluk yatırımda 90 milyon lira KDV muafiyetimiz oldu. Siz madem bu kadar çıkarınızı düşünüyorsunuz Vergi Dairesi’ne KDV muafiyetinin kaldırılması için dilekçe verdiniz mi? Üyeler zarara uğratılıyor diyorsunuz ya, siz burada üyelerin KDV’den 90 milyon lira kârı olacağı bir yerde siz neden KDV muafiyetinin iptal edilmesiyle alakalı Vergi Dairesine dilekçe verdiniz?
Birinci ihale dosyanızda eksik yok. İkinci ihale dosyanızda eksik olunca dosyadaki teklifiniz açılmadan size iade ediliyor. Dosyadaki eksikliğiniz yüzünüze karşı söylendiği zaman niye itiraz etmediniz? Madem bu kadar haklısınız, komisyon huzurunda, diğer katılımcılar huzurunda niye itiraz etmediniz? Teknik olarak neden elendiğiniz yazılı, bunu yazılı olarak üyelerimize de dağıttık.
Sevgili üyelerimiz, eğer hata bizde ise bize 25 Şubat’taki seçimde oy vermeyin. Ben sizin oylarınıza talibim. Bizim bu projeyi akamete uğratmamamız lazım. İşimizi düzgün yapamazsak bir başkası gelir, alır bu parayı ve kullanır. Hepinize saygılar sunuyorum.”
Başkan Altan Çelik’in açıklamaları sonrasında üyelerden iki kişinin karşılıklı seslerini yükselttikleri bir ortamda TSO Başkanı Dr. Ali Çelik söz aldı ve “hassasiyetle ricam şudur, nezaketi, saygıyı bozmayacağız. Yani, TSO’nun yaptığı bir toplantıda daha sakin olalım.” çağrısı yaptı ve ilk ihalede en düşük kırımı vermişken ihalesi iptal edilen Kad-Tem firmasının temsilcisi Tokatlı iş insanı Mustafa Kürşat İkikat’a söz verildi.
KAD-TEM TEMSİLCİSİ MUSTAFA KÜRŞAT İKİKAT KONUŞTU
Tokatlı iş insanı Mustafa Kürşat İkikat, Kooperatif Başkanı Altan Çelik’in söyledikleri sonrası “yaşı icabı her halde sinirlerine hakim olamadı” diyerek açıklamasına başladı ve şunları söyledi:
“Bu ihale meseleleri o onu demiş bu bunu demiş, sen burada böyle demedin mi? Burada böyle yapmadın mı? diye bu şekilde ilerlemez. Burada her şeyin yazılı olması lazım. Eğer biz bu işten vazgeçtiysek bizden yazılı bir dilekçe almanız lazımdı sn. Başkanım. Bakanlık bizi araştırmış etmiş de yarım kalan bir işimize mi denk gelmiş de ilk ihaleyi iptal etmiş. Bizim istediğimiz tek şey, size bunu iadeli taahhütlü olarak da yazdık, gönderdik. Verdiğiniz cevap yanlış bir cevaptı, onun içinde sorularımıza cevap bulamadık. Yeniden yazdık, inşallah yarın bir gün yazı elinize gelir, cevap verirsiniz, biz ondan sonra gerekli işlemleri başlatırız. Şimdi biz bu ihaleye girdiğimiz gün siz bize bir tebliğ yaptınız, bize ‘ihale sizde kaldı. Onun için belgeleri getirin, ihale sizde kaldı.” dediniz. Bu ihale bizde kaldıysa, nasıl oldu da Bakanlık bu işi bize vermedi, bizi araştırdı, ben bunu merak ediyorum. Bizim elimizdeki belgeler burada, hepsi belgeli. Tebliğ ettiniz, vergi borcu yoktur, SGK borcu yoktur yazısını getirin, sözleşmenizi yapalım, dediniz. Ondan sonra ne oldu da geri döndünüz? Bizim bunu bilmek hakkımız, 606 tane üyenin hakkı, ben de burada üyeyim, bunu bilmek hakkım. Çünkü neden, ilk ihalede 10 milyon lira daha düşük teklifle bizde kalmıştı. Bunu öncelikle açıklamanız lazım buradaki üyelere. Ve ilk ihale çok kolay bir şekilde iptal edilebildi, 15 gün içinde yeniden ihale yapılabiliyordu, 2. İhaleyi neden iptal etmediniz? Ben size dedim, verdiğim teklifin arkasındayım diye. 2. İhaleyi iptal etseydiniz de bizim samimiyetimizi görseydiniz. Biz yeniden 40 milyon TL teklif veriyor muyuz, vermiyor muyuz göreydiniz.
Şimdi ihaleyi kazanmış olmamız, bununla vergimizi Tokat Vergi Dairesine ödüyor olmamız, çalışanlarımızın Tokatlı olması, bizim Tokatlı olmamız, Tokatlı ve Tokat sanayisinden alış veriş yapıyor olmamız, en düşük teklif veren firmadan 10 milyon TL daha düşük teklif vererek işi yapıyor olmamız ihaleyi bizim almamız için yeterli değil mi? İhaleyi vereceğiniz firmada başka daha ne özellik arıyorsunuz. İşin küçük kısmı olan 40 milyon liralık zemin iyileştirme ihalesinde 10 milyon gibi bir para konuşuluyor. Bunu ben size üye olarak soruyorum, bir şirket yönetici değil, üye olarak soruyorum, 40 milyon TL’lik küçük kısmında 10 milyon TL konuşuluyorsa daha bunun alt yapısı ve üst yapısı var, 800 milyon TL yaklaşık para dönecek, burada nasıl bir para konuşulacak. Ben bunu üye olarak merak ediyorum.
Bu ihalede referans mektubu eksik verilmiş, onlar yazılı verilmiş, şimdi bunlar burada sataşmada konuşulacak şeyler değil. Ben bunların hiç birine cevap vermek istemiyorum. Biz yazılı cevabımızı istedik, sorularımızı sorduk, cevap alamadık. Biz o süreci yargıya da taşıyacağız zaten. Bunlar burada konuşarak hallolacak, çözülecek şeyler değil ama bu sorulara Altan beyin yanıt vermesini istiyorum.”
KOMİSYON ÜYESİ MUSTAFA NALBANT İZAHTA BULUNDU
S.S. Yeşil Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi’nin Yönetim Kurulu Üyesi ve ihale komisyonunda Başkan Altan Çelik ile birlikte yer alan Mustafa Nalbant izahatlarda bulundu ve şunları söyledi:
“Tokat’ta bu başarıyı beraber yaptık. Yönetimimizle, bürokrasiyle, siyasilerle birlikte yaptık. Geçmişte de o oldu, bu oldu, iptal oldu vs. dendi, bunlar da şimdi ona benzer işler. Ben hepinize söylüyorum, Siz Bakanlık yetkilisi olsanız, ihale verdiğiniz firma size gelse dese ki “kardeşim ben 10 milyon lira para siliyorum, bir tarlayı kiralasam onun toprağını oraya koysam.” dese siz o firmaya iş verir misiniz? Bu projeye biz yüreğimizi koyduk, burada bir başarı var, bu projeye gölge koymayın. Buradaki olan bitenler Genel Müdürün cebinde! Böyle bir şey yok arkadaşlar! Adamların bize bakış açısı değişiyor? Bu dedikodu niye oluyor? Arkadaşlar projeye sahip çıkın! Dedikoduya, fitnecilere izin vermeyin! Bu proje ya patlayacak ya çıkacak. Bunun kararını hep birlikte vereceğiz.” dedi.
TSO BAŞKANI ALİ ÇELİK İZAHTA BULUNDU
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Çelik tekrar söz aldı ve bir izahatta bulundu. Başkan Çelik bu izahatında şunları söyledi:
“Bugün buraya niye geldik? Hepimiz bir arada dertleşelim, konuşalım, bütün sorunlarımızı bir masanın etrafında çözelim diye geldik. Bu şehir bu kültüre alışacak. Bu şehir dedikoduyu terk edecek. Bu şehir birbirine iftira atmaktan imtina edecek. Biz hepimiz dostuz, arkadaşız, dün de birçoğumuz beraberdik yarın da birçoğumuz beraber olacağız. Temsil ettiğimiz makamların geçici olduğunu bilmemiz lazım. Hiçbirimiz bu makamlarda ölüne kadar oturmak için gelmedik. Dün kimlerle birlikte oturup kalktıysak yarın da onlarla oturup kalkacağız ama makamın bize yüklemiş olduğu bir mesuliyet var. Biz topluma yanlış olan bir takım şeyleri, hasletleri hatırlatmazsak, iyiye güzelliğe doğruya kanalize etmezsek yönetici olarak görevimizi yapmamış sayılırız. Ben bağımsız olarak doğru düşünüyorum, yanlış düşünüyorum ama şuna inanıyorum, çok kesin ve net, bu şehir 1000 yıldır Anadolu’nun en gelişmiş 4 ilinden biriyken bizim çocukluk yıllarımızda Tokat sanayisi Türkiye’nin en gelişmiş 5 sanayisinden bir tanesiyken bugün yerlerde sürünüyorsak başta ben olmak üzere hepimizin kabahati var, eksik bıraktığı, yapmadığı bir şeyler var. Bana göre en önemlisi, buradaki arkadaşların hepsi Müslüman, inanıyor, bir toplumun içinde dedikodu ve nifak varsa o toplumda hiçbir şey düzgün gitmez arkadaşlar. 3-5 kişi fıkır fıkır bir yerlerde kaynatıyorsa, ki doğruysa dedikodu yanlışsa iftira. Allah-u Teala ne diyor, günahtır yapmayın! Her ikisi de kul hakkına giriyor. Bir insan Onun olmadığı mecliste konuşuyorsa Allah rızası için sizden rica ediyorum, yaptığınız şeyi Allah’ın bile affetmeyeceğini bilmenizi istiyorum. 1 milyon rekat namaz kılsanız o günahı telafi edemiyorsunuz. Bana da bir sürü arkadaş geliyor, diyorum ki üçüncü dördüncü şahısla ilgili bir şey deniyorsa hadi gidelim arkadaşa soralım, bir çayını içelim diyorum. İkna oluruz/olmayız, hepimiz aynı şeyi düşünmek zorunda değiliz, birbirimize saygı duymalıyız. Bakın 60 yıllık hayatımda edindiğim birkaç tecrübe var, bunları paylaşmak istiyorum. Bir adam size “her doğru her yerde konuşulmaz” diyorsa o adam her yerde yalan konuşuyordur. Bir adam gelip size diyorsa ki “işte sizin bilmediğiniz bir şeyler var.” O adam sizin bilmediğiniz kırk tane rezillik yapıyordur. Yani her şeyi herkes bilsin ve her doğru her yerde konuşulsun. Biz bazı olumlu ve güzel hasletlerimizi kaybettik, bunları hatırlatmak istiyorum. Eğer aklımızı başımıza almazsak yaşadığımız sıkıntıları görüyorsunuz Allah bize mesaj veriyor, her gün bir şeylerle sınıyor, tam gaz aynı kafada devam ediyoruz. Bırakalım bu işleri, birbirimizle omuz omuz verip memleketin ekmeğini nasıl büyütürüz diye çalışalım. Bütün arkadaşlarıma diyorum, rakip bile olsanız birbirinize pazarlamacı gibi Ankara’da, İstanbul’da, gittiğim her yerde konuştuklarıma ne alacaksa gel Tokat’tan al diyorum, Tokatlı arkadaşların firmasını kendi firmammış gibi pazarlamasını yapıyorum. Ama biz ne yapıyoruz “aman boş ver ondan alma!” Tokat’tan almadığında ne geçecek eline? Şuana kadar yaptığımız birçok şey yanlıştı, bundan sonra doğruları yapacağız. Bunun ilk adımını attık bugün. Herkesle iletişime geçip problemlerimizi çözmeye çalışalım. Bir insan her şeyi doğru yapamaz. Burada ta işin ilk aşamasından takip ediyoruz, metrekarelerin dağıtımından, proje ihalesine, mevcut ihaleyi niye Tokatlı bir arkadaş almadı da 10 milyon daha fazlasına Tokat dışından biri aldı? diyoruz. Bir adam hakkı hukuku ile bir şeyi aldıysa onun elinden almak doğru değil, her şeyi adaletle yapmak lazım. Altan Başkan diyor ki, Bakanlık buna karar verdi, söz sahibiydi diyor. En azından ben kendi fikrimi söylüyorum, 7 kişiden 2’si Tokatlıysa bu karara şerh koyabilirdi. Birazdan anlatacaktır belki bu şerh koymanın başka mahsurları vardır. Bu süreçleri birlikte daha sağlıklı götürebiliriz Yakında bir seçim olacak Altan bey yeniden aday olacak, tartışacağız, değerlendireceğiz. Piyasadaki bir takım dedikodular için bir araya geldik, bugün burada konuşulmayanı yarın biri gelip size derse ‘dün niye orda konuşmadın?” deyin arkadaşlar. Her kafadan ses geliyor. Birisi diyor ki siyasi partisi farklı da verilmedi. İhaleyi alan firmayla ilgili falan partinin üst düzey yöneticileriyle falan filan… Daha da enteresan olanı ihaleyi alan firma ‘bu ihaleyi benim elimden kimse alamaz.” diye sağda solda konuşuyor, ‘üst yapı ihalesini de biz alacağız’ diye bir takım dedikodular yayıyor. İşte A Partisi, B partisi müdahil oldu, diyorlar. Altan başkan partilerin müdahalesi vardır/yoktur diye açıklamada bulunur. Bakanlık böyle karar verdi, biz de insicamı bozmadık der… Bu konuyu değerlendirmek sizin takdirlerinize arkadaşlar. Buraya kadar getirdiler, baya da mücadele ettiler, emeklerine, ellerine sağlık, bizzat yaşadım biliyorum. Birkaç defa sesi titreyerek çok heyecanlı şekilde Altan başkan beni aradı ‘başkanım çok kritik dönemdeyiz, Ankara’dayız’ diye. Bakın Albayrak ile Varank ile görüştüm, Naci Ağbal ile görüştüm, İbrahim Şenel ile görüştük. Ne zaman Altan Başkan bana telefon açtıysa en yakın zamanda ertesi gün Ankara’daydım. Bunun en canlı şahidi kendisidir. Şimdi bundan sonra da Sanayi Sitesinin yöneticisi en nefret ettiğim en gıcık kaptığım insan da olsa bir gün bana derse ki “böyle bir sıkıntı var, koşar mısın?” Beni kim olduğu hiç ilgilendirmiyor, bu memlekete yatırımla ilgilenirim ve koşarım. Bundan sonra da hassasiyet gösterilmesini istiyorum. Vizyoner çatı örgütüdür TSO’lar, biz dedikoduya girmedik, süreci izlediğimizi söyledik. Burdan ayrışarak değil, birleşerek çıkacağız. Seçimler bizim ayrışmamıza değil, birleşmemize sebebiyet verecek. Bundan sonra mümkün olduğunca dedikoduların, spekülasyonların önünü keseceğiz. Böyle çok bağırarak, zıplayarak haklı olduğumuzu göstermeyeceğiz. Burada da dikkatle bakıyorum, eğer bir insan normal mecranın dışına taşırmaya çalıyorsa kesinlikle bilin ki o insan haksız. Haklıysan böyle tane tane anlatırsın. Siz eğer kendi içinizde bu kültürü oluşturamadıysanız hiçbir şeyin anlamı yok diye düşünüyorum.”
TSO Başkanı Dr. Ali Çelik’in konuşması sonrası Kooperatif Yönetiminden Mustafa Nalbant cevap vermek için söz aldı ve “arkadaşlar imzayla alakalı bir soru geldi. Bu ihale 112 milyon TL’den ihale çıkacaktı, biz dedik ki bizim üyemiz bir Kayserili değil, Ankara, İstanbul esnafı değil. Bizim üyemiz tornavidanın ucuyla para kazanan esnaf. Ne yapmamız lazım dediler, taş ocaklarından fiyat alın dedik. İnce bir hesaplama yapıldı ve bu ihalenin keşif bedeli 112 milyon bedelden 73 milyon TL’ye düşürüldü. Biz bu işe yüreğimizi koyduk ve biz o imzayı atmasaydık, yüzde 18 fiyat farkı doğacak ve bu üyemizin sırtına binecekti.” dedi.
KOOPERATİF ÜYELERİNDEN MURAD ŞAHİN KONUŞTU
Kooperatif üyelerinden iş insanı, Şahin Kerestecilik sahibi Murad Şahin söz aldı. “Burada bitmiş bir meseleyi konuşuyoruz aslında. Gönül isterdi ki Tokatlı bir firma alsın, devam etsin, bitirsin ama siyasi olarak ama farklı sebeplerden dolayı ihale iptal edildi. Bundan sonrası hukuki süreç, buradaki hazirunu da pek ilgilendirdiğini zannetmiyorum. Asıl burada konuşulması gereken konu, bu kooperatif arazisiyle ilgili… Bugüne kadar sn. Yönetim neler yapmış, verilen sözler bu güne kadar niye yerine getirilmemiş? 2017’de Sn. Vali Cevdet Can, Belediye Başkanı Eyüp Bey vardı, “2017’de kazma vuruluyor, 2020’de herkes taşınıyor.” diye konuşuluyordu. Ama geldiğimiz süreçte inşaat maliyetlerinin yüzde 200-300 arttığı bir bütçede bu yükü esnaf kardeşim nasıl ödeyecek? Bu inşaat kaça malolacak, nasıl ödenecek? Asıl bunlar konuşulmalı. Geçmişte, Marangozlar Kooperatifi Başkanı vardı, Veysel Uçar, adamı hırsız yaptılar ama adam organizenin başında yerleri yaptırdı, teslim etti. Bugün maliyetlerin bu kadar arttığı yerde sayın Yönetimin de arazinin temel iyileştirmesiyle ilgili yapılan ihalede çok büyük hataları, eksikleri, yanlışları var. Bugün arsanın toprak yapısı bozuldu, kum alındı. Siyasi olarak belki üzerine gitmediler ama ben de bir üye olarak bunun hesabını sorarım. Yıllık 30 bin lira para alan Avukat ne yapıyor o zaman? Hukuksal olarak neden bunun takibi yapılmadı, kum alan insanlardan hesap sorulmadı? Eksiden bile kum alan olduysa, bu bellidir ve hesabı sorulmalıydı. Yine arkadaşlar namus meselesi sayıp devam edeceğiz diyorlar da, hiçbir yatırım ortada kalmaz, bunu da bilsin herkes.” dedi.
TARAFLAR KARŞILIKLI AÇIKLAMADA BULUNDULAR
Kad-Tem temsilcisi Mustafa Kürşat İkikat yeniden söz aldı ve sordukları sorulara yanıt alamadığını söyledi, ihale 2021 yılında yapılmasaydı, 2022 yılında yüzde 18 fiyat farkı olacağının söylendiğini hatırlattı ve “ihaleyi geçen yıl da yapsanız o fiyatlar bu senenin fiyatlarına göre güncelleniyor. Bundan haberiniz yok muydu? Bunu da bilerek hareket ederseniz üyelerinizin faydasına olur.” dedi. Kooperatif Başkanı Altan Çelik de “burada şova gerek yok, muhatabın Bakanlık, Bakanlığa verirsin, cevabını alırsın. Ben 25 Şubat’ta kongrede çıkar, günahı ve sevabıyla hesabını veririm.” dedi.
Kooperatif üyelerinden Muzaffer Çelik de söz aldı. Projenin KDV’den muaf olduğu ortamda bu muafiyet ortadan kaldırılsın diye dilekçe verenin kim olduğunu Başkan Altan Çelik’ten açıklamasını istedi. Başkan Çelik de bunun için Vergi Dairesine dilekçe verenin Kad-Tem Temsilcisi Mustafa Kürşat İkikat olduğunu söyledi. Bunu Mustafa Kürşat İkikat kabul etmedi ve “o imzalı dilekçe varsa sizden göstermenizi istiyorum.” dedi.
Kooperatif Başkanı Altan Çelik yeniden söz aldı ve “burası mahkeme yeri değil. Sosyal medyadaki birine şov yaptırma yeri değil. Keşke o zaman mahkemeye verseydi de bu hale düşürmeseydi. İnsanların itibarını, onurunu, şerefini ayaklar altına almasaydı. Mahkemeye vereydiniz, Komisyon üyelerini haksız bulursa 7 kişiyi haksız bulur, onay makamı Genel Müdürlük ve Bakan Yardımcısıdır, hepimizi haksız görür. Mahkemeye verebilirsiniz. Size cevabi yazıyı yazdık, aynı yazıyı üyelerimize de dağıtıyoruz, dağıtacağız. Projeyle ilgili Basın İlan Kurumu aracılığıyla ilana çıktık. Jeoloji ve Haritayı Tokat’ta yaptık, diğerini Türkiye genelinde herkese gönderdik, pazarlık yaptık, en ucuzuna yaptırdık. Siyasetin burada en ufak bir parmağı yok. Herkes hatayı kendisinde arasın. Burada arkadaşlar ‘İyi Partiliyiz, iktidar bize vermiyor.’ diye bir yaklaşım içinde ama İl Özel İdaresinden, DSİ’den, Köylere Hizmet Götürme Birliğinden ihale alıyorsunuz. Eğer burada bir siyaset parmağı olsa çöp dahi verilmez!” deyince Kad-Tem Temsilcisi Mustafa Kürşat İkikat “bizim öyle bir kaygımız yok! öyle bir sorumuz olmadı.” diye araya girdi. Altan Çelik de “kim sorduysa ona söylüyorum, ben sen söyledin diye demiyorum.” diyerek devam etti ve “pandemi oldu, bu süreç uzadı mı, uzadı. Ben bunu kabul ediyorum. Ama bu sürecin uzamasının günah keçisi Sanayi Kooperatifi Yönetimi değil. Bunu açıkça söyleyeyim. 11 il halen arsasını alamamışken Tokat inşaata başlıyorsa kimse kusura bakmasın, burada bir tane şirketin kâr ve menfaatini düşünmek değil 606 tane üyenin kâr ve menfaatini düşünmek zorundayız. O ihaleye niye şerh koymadığımızı sordu Ali Başkan, oraya şerh koymadık. Biz burada Bakanlığı karşımıza alma gibi bir riske hiçbir zaman girmem. Benim üyelerimin menfaati kişilerin menfaatinin önündedir.” dedi.
Konuşmaların ardından TSO Başkanı Dr. Ali Çelik “katıldığınız için çok çok teşekkür ediyorum, istişare sünnettir, ortak akıl her zaman iyidir. Bundan sonra hassasiyetlere dikkat edelim.” diyerek toplantıyı sona erdirdi, 25 Şubat 2022 tarihindeki genel kurula davet yapıldı.
