CHP Tokat İl Başkanı Duran Kum, Ak Parti Tokat Milletvekili Dilek Yüksel’in Gezi Parkı olayları nedeniyle CHP’yi başarısızlıkla suçlamasını eleştirdi.

CHP Tokat İl Başkanı Duran Kum, Ak Parti Tokat Milletvekili Dilek Yüksel’in Gezi Parkı olayları nedeniyle CHP’yi başarısızlıkla suçlamasını eleştirdi.

 

Kum, yaptığı yazılı açıklamasında “CHP’yi sınav başarısızlığıyla suçlayanlar bilmelidirler ki hiçbir partilimiz onların sınıfına inmeyeceği için başarı değerlendirmeleri de görüş alanlarının üstündedir” dedi.

 

Bundan sonra hiçbir şeyin artık dün ki gibi olmayacağını ifade eden Kum,   “Ne ülkesindetaya çıkan toplumsal olaylara rağmen dış gezilerine öncelik veren bir başbakanın umursamazlığı, ne ‘’ananı da al git’’ ler, ne ‘’senin oyuna ihtiyacım yok’’lar, ‘’ne “ben yaptım oldu’’ lar, ne ‘’yüzde 50’yi tutamıyorum’’ tehditlerinden çark edip ‘’yüzde yüzün başbakanıyım’’ takiyyeleri, ne ‘’istediğimi paşalar gibi satarım’’ lar, ne de  ‘’kuvvetler ayrılığı ve sosyal medya baş belalarını hizaya sokma’’ keyfiyetlerini hayata geçirmek mümkün olacaktır.” diye konuştu. Kum, açıklamasında şunları söyledi.

      

Her ne kadar mesajı almakta zorlansanız da bu soysal bir stres birikiminin bileşkesidir ve her şeye rağmen bilinçaltınıza yerleşerek sizi tedirgin edecek düzeydedir. Olanlardan sonra daha önce hiç düşünmeden, araştırma, soruşturma zahmetine katlanmadan yaptınız uygulamaların üzerine kalın bir çizgi çekmek zorundasınız. Yaşanan eylem sürecinde meydanlardaki tüm toplumu kapsayan halkı ‘’çapulcu’’, ‘’marjinal’’, ‘’terörist’’ gruplar yaftasıyla gözden düşürmeye, itibarsızlaştırmaya çalışsanız da bazı istisnai senaryolara rağmen böyle olmadığı tüm vatandaşlar tarafından görülmüştür. Gerçekler tüm çıplaklığıylatadayken kovana çomak sokmayı düşünüyolsanız dataya çıkacak nahoş olayların ağırlığını ne siz sorumlular, ne kamu olanaklarını kullanarak her yere taşıdığınız yevmi yeli motorize birlikleriniz ve ne de ‘’kıl’’ larınız taşıyabilecektir.

          Kendi akillerinin eleştirilerine dahi tahammül edemeyip toplantıları terk edenlerin bu tür sıcak gelişmelere karşı mantıklı çözüm yöntemleri üretemeyecekleri artıktadadır; ancak tüm otoriteyi bir kişiye terk edenlerin de o kişiye kendisine baktığının dev aynası olduğu gerçeğini söylemeleri zorunluluk haline gelmiştir. Aksi halde kendileri de en az onun kadar sorumluluk altında kalacaklardır.

           Dünyanın hiçbir ülkesindeki protestocularda bu güne kadar böylesine yaratıcı eylem yöntemleritaya konmamıştır. Bu aynı zamanda bilinçli, kıvrak zekâya sahip halk muhalefetinin kaba güç kullanım eğilimindeki iktidarla yöntem mücadelesidir. Ortaya konan direnme yöntemleri diğer ülke protestocuları tarafından da örnek alınmaktadırlar. İktidar tüm bu hızlı üretilen projeler karşısında mücadelede çaresiz kalmakta zorlanmaktadır. Gezi parkı ve Taksimde başlayıp anlık diyebileceğimiz bir hızla tüm yurda yayılan eylemleri okumaya yanaşmayan iktidarın yaklaşımları demokratik olmaktan uzak bir zihniyete sahip; sürekli dezenformasyon özellikli değerlendirmeleri çaresizliğinin açık bir örneğidir. 

Gerçekleşen haklı protesto hareketlerine kılıf hazırlama gayreti içerisinde olanlar katılanların yüzde 58.1 inin özgürlüklerin kısıtlanması ve yaşam tarzına karışılmasına karşı olmaları,  yüzde 37.2 sinin mevcut iktidarın politikalarını beğenmedikleri , yüzde 93.6 sının herhangi bir STK ya da parti üyesi olarak katılmadığı sade bir vatandaş olarak katıldığı gerçeğini göz ardı edemezler. Bu sıcaktamın hararetini düşürmek amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimi sağduyulu davranarak çok daha önceden planlanmış olan miting ve yürüyüşleri iptal etme kararlılığını göstermiş olmasına karşın iktidar partisi yurt dışında kararlaştırdığı ve taşımalı birlikleri ile sayıları abartarak yaptığı sözde gövde gösterisiyle adeta olayları kaşımış, tırmandırmıştır. Bunlartada iken CHP’sini sınav başarısızlığıyla suçlayanlar bilmelidirler ki hiçbir partilimiz onların sınıfına inmeyeceği için başarı değerlendirmeleri de  görüş alanlarının üstündedir.

 Bundan böyle iktidarın uygulayacağı güvenlik güçlerinin nicelik ve nitelik yönünden güçlendirilmesi, jandarma ile takviyesi, eli sopalı-satırlı militan güçlerini devreye sokma çabaları, eylemlere katılanlara yönelik cadı avı uygulamaları dozu gittikçe artan şiddeti çağrıştıracağından iktidar içerisinde aklıselim düşünen milletvekillerinin vakit geçirmeden devreye girmeleri ve olayların doğru analiz edilmesini sağlamaları ulusumuzun birlikteliği açısından hayati önem taşımaktadır.

           

Umuyoruz ki tüm halkımızla birlikte bu iyi niyetli beklentilerimiz gerçek anlamda demokratik anlayış çerçevesinde karşılık bulur ve yarınlarımız daha umutlu olur.”